Bir insanı uçurumun kenarına koyun. Uçuruma düşmemeyi başarabilirse ya erecek ya da delirecektir. Zaten bu ikisi de aynı kapıya çıkar! Logicomix 20.yüzyılın en büyük felsefeci ve matematikçilerinden biri olan Bertrand Russell’in hayat hikâyesini anlatıyor. Bernard Russell, matematikçi, mantıkçı, felsefeci, her yönüyle entelektüel, aristokrat bir aileye sahip. Döneminin en sert savaş karşıtlarından ki bu yüzden okuldan kovulup, hapis bile yatıyor. Çocukluğundan savaşın başlangıcına kadar süren yolculukta, kuşkudan kesinliğe giden ve tekrar başa dönen bir yolculuk. Bu yolculuk çoğu zaman hayal kırıklığı ile dolu. Hikâyemiz İkinci Dünya Savaşının hemen başlarında ABD’nin savaşa katılıp katılması üzerine tartışmaların alev aldığı gün başlıyor. Bertrand Russell ‘İnsan İlişkilerinde Mantığın Rolü’ başlıklı bir konuşma için gittiği üniversitenin önünde toplanıp kendilerine katılmalarını isteyen izolasyonistleri, kendisini dinlemeye kabul ettiriyor. Russell çocukluğundan başlayarak anlatmaya başlıyor. Russell’in gözünden gördüğümüz, 19.yy sonundan İkinci Dünya Savaşına kadar anlatılan uzun bir dönemi aktarmak zor olsa gerek. İki çizer ve iki yazardan oluşan dört kişilik ekibin bunun altından ustalıkla kalktığını söylemek gerek. Kuralcı bir ailede büyüyen, öğrenmenin tadına bir kez varınca uslanmaz bir bilgi açlığı çeken Russell, korkularını şüphe duymadan bilme isteği ile yenmeye çalışıyor. Geometri öğretmeni sayesinde yeni ufuklara yol alan Russell, ömrünün sonuna kadar öğrenme serüvenini sürdürüyor. Matematik öğrenek gerçeğin temeline ulaşacağını düşünen Russell, bazen hayal kırıklığına düşüyor. Aristoteles ‘Bir şeyi anlamak için onun temeline inmek gerekir’ sözünden yola çıkarak felsefe ve mantık üzerine uzmanlaşan Russell, bazı dönemlerde delirmenin kıyısına geliyor. Bu dönemlerin birinde, daha sonra akıl hocası olacağı Alfred Whitehead ile tanışıyor. Onunla uzun süreli çalışması sonucu Principia Mathematica adlı eseri ortaya çıkarıyorlar. ‘1+1=2’. 362 sayfada ispatladıkları bu işlemi tamamen kesin olmanın bedeli olarak ifade ediyordu Russell. Sürekli kendinden şüphe duyarak çalışmak zor olsa gerek. Daha sonraki süreçte 20.yüzyılın en büyük felsefecilerinden Ludwig Wittgenstein ile tanışıyor. Russell oldukça kendine benzeyen bu genci öğrencisi olarak kabul ediyor. Beraber bazı çalışmalara imza atıyorlar. Bilgisayar, matematik ve mantık alanlarında büyük işler başarmış Alan Turing, Ludwig Wittgenstein, John Neumann, Gottlob Frege, Kurt Gödel ve David Hilbert gibi birçok ünlü düşünür ve bilim adamına uğruyoruz kitap boyunca. Yazarlar, tarihçi olmadıklarından bazı değişikler yaptıklarını, bununda ‘çizgi romancı’ hakkı olarak hikâyenin ilerleyişi için değiştirdiklerini ekliyorlar. Matematikçilerin sürekli delilik ve dahilik, genellikle de delilik kısmına kaydıklarını, gerçeğin aranmasını ama bulunamayacağını özellikle altını çizmişler. Çok uzun bir dönemi anlatmalarına rağmen uygun noktalar seçmelerinden dolayı tahkiyede kopukluk yaşanmıyor. Sevimli karakter çizimleri, başarılı kurgusu ve güzel çevirisi sayesinde kitap su gibi akıp bitiyor. Neden bu arayış öyküsünü çizgi romanla anlattıklarını soranlara, büyük hedefleri olan kahramanları anlatmak için mükemmel bir araç olduğunu ifade ediyorlar. Mantık, matematik, bilgisayar, yapay zeka, fizik gibi alanlara ilgisi olanlara şiddetle tavsiye ederim.

LogicomixApostolos Doxiadis · Albatros Kitap Yayınları · 201272 okunma

··

188 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Aziz