Merhaba Sevgili 1000k okurları, Bu kitap üzerine ne yazsam az kalır gibi. Belki sözlü ifade olsa daha çok şey anlatabilirdim. Lakin yazılı ifadeyle sadece okumanıza teşvik etmek amaçlı biraz da İnternet araştırmalarıma kendi duygularımı ekleyerek anlatacağım. Böylesine çok severek okuduğum bir kitaba inceleme yazmazsam gönlüm rahat etmezdi. I. Dünya Savaşı' nın başladığı yıl yayımlanan ve yazarın en çarpıcı romanlarından biri sayılan Sis (1914), Unamuno'nun ölümünden 70 yıl sonra nihayet İspanyolca aslından yapılan bir çeviriyle okurla buluşmaktadır. Kitaplarda bulunan ve bizimse genelde es geçtiğimiz o önsöz kısmı var ya hani, aslında bu kitabı okumadan anlamanıza müthiş katkıda bulunacak harika bir önsözü var kitabın. Önsözü okuduktan sonra hem kitap içeriği, hem yazar hakkında bir çok bilgiye sahip oluyorsunuz. Sonra bir merak uyandırıyor tabii. Peki nasıl anlatmış? İşte o noktada başlıyor kitap. Eser Victor Goti’nin önsözüyle başlar. Goti; Don Miguel Unamuno’nun Agusto Perez’in gizemli ölümünü anlattığı kitabına önsöz yazmasını istemesi üzerine, bu önsözü yazar. Perez’in özelliği Hamletvari bir şüpheyle varlığından şüphe etmesidir. Ve aslında birçok konuya da değinmektedir. Önsöz'ün ardından bir Son-Önsöz kısmı gelir ki burada da Unamuno, Victor Goti’ye cevaplar vermektedir. Burada giriş kısımda ilginç bir cümle dikkatinizi çeker. Unamuno şöyle der: “Önsöz yazarım Victor Goti’nin kimi düşünceleriyle ilgili bir tartışmaya girmek isterdim, ama varoluşunun -Goti’nin varoluşu- gizemini bildiğim için, bu önsözde söylediklerinin bütün sorumluluğunu kendisine bırakmayı yeğliyorum.” Kitapta neredeyse hemen hemen altını çizmediğim cümle yoktu. Ve yazarın anlatımında okuyucuyu sürekli düşündürüyor olması o kadar güzeldi ki... Gerek sorularıyla, gerek ikili diyaloglarla aslında hep okuru düşünmeye bırakıyor. Bunun yanında çok da sürükleyici bir kurgusu var. Uzun zamandır bu tarz bir kitap okumamıştım ve gerçekten okumaktan keyif aldığım nadir eserlerden biri benim için. Şunu da söylemek isterim ki (Bu Kısım Spoi İçerir) Eserin bir yerinde yazar kendisini de kurguya katıyor. Ve burada işte o önsöz kısmında kafanızda soru işareti kalan şeye cevap buluyorsunuz. (belki ben geç cevap buldum bilemiyorum) ve bir anda şaşırdım. Ama yine de kurgu o kadar gerçek ilerliyor ki bir şüphe duyuyorsunuz. İşte şüphe etmek, düşünmektir. Düşünüyorum, öyleyse varım. :) ---Alıntı--- Unamuno, romana kendisini kattığı gibi, roman kahramanını da -Victor- gerçek hayata aktarmıştır. Romanın gerçekliği Unamuno’nun romana girmesiyle soru işaretine neden olduğu gibi, gerçek hayatta da olmayan Victor’un yazdıkları bu hayatın gerçekliğine dair soru işaretine neden olmaktadır. Yani ilk defa sadece bir yazar kurguya müdahale etmekle kalmayıp kurmaca bir karakter de gerçek hayata müdahale etmiş, aramıza girmiştir. Romanın yazıldığı yılı düşünürse -1914- bu gerçekten de çok başarılı bir buluştur. ---- Kitapta değinilen o kadar çok konu var ki... Hangisinin üzerinde durayım bilemedim. En iyisi mi siz bence bu kitabı alıp okuyun :) Herkesin kitaplığında bulunması gereken bir kitap bence. Bana çok hitap etti. Ben çok sevdim. Bence siz de seversiniz :) keyifli okumalar dilerim :) Not: Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kazandığım bir çekiliş vesile oldu. İyi ki de olmuş. Hayattaki fırsatlarınızı kaçırmayınız. Çünkü bir daha o fırsatlar geri gelmez.