‘İnsanlar seni çözemedikleri zaman önyargılarını kullanırlar.’ Dostoyevski’nin bu çok sevdiğim sözü 15 yıl aradan sonra Sefiller’in sayfalarını her çevirişimde tekrar hatırlattı bana kendini.
Hayatın hep çift yönlü bir girdap olduğunu kabul edince karşımıza tercih ettiğimiz ve tercih etmediğimiz seçeneklerin sonuçları çıkıyor. Bu sonuçlar doğrultusunda geldiğiniz noktada da insanların size karşı önyargıları başlıyor.
Gönlün vicdanından uzak, aynayı önce kendimize tutamadan yaptığımız yargılamalar ne kadar elim.
Bir iftiraya, bir dedikoduya, bir çift kötü söze; görmeden, duymadan, bilmeden, tanımadan sarılmak ne kolay dilin kemiği için.
Sefiller’in kahramanları da dilin bu kemiğinden sefalet içinde çoğunlukla.
Hayatın getirdiği sefaletten öte insanın insana önyargısı daha büyük sefillik.
Sefaletin her boyutuyla dolu Sefiller.
Klasikse tam bir klasik.
Hugo’nun kurgusu ise okumaya tekrar tekrar değer.