Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

584 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Paşa, ömrü cephelerde, savaş meydanlarında geçen, inandığı idealler uğruna doğduğu topraklardan binlerce kilometre uzakta şehit düşen; bir dönem başarılı bir Osmanlı Subayı, bir dönem dağa çıkan eşkıya, bir dönem Hürriyet Kahramanı, bir dönem Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili ve bir dönem hain olarak nitelenen Enver Paşa'nın okunmaya değer üç ciltlik hayat hikayesinin ilk bölümü. İlk ciltte Aydemir, Enver Paşa özelinde Tanzimattan İkinci Meşrutiyete kadar İmparatorluğun genel bir projeksiyonunu yapıyor ve Türk aydınlama hareketinin tarihine de kısaca değiniyor. Eserin önemli bir bölümünde tahmin edilebileceği üzere Sultan İkinci Abdulhamid Han ve dönemi anlatılmaktadır. Aydemir Sultan Hamid'e karşı özellikle donanma ve baskı rejimi hususunda sert eleştirilerde bulunuyor. Aydemir'in İttihat ve Terakki hususunda ki eleştirilerinin bazılarına özellikle cemiyetin fikri alt yapısına dair eleştirilere katılmamak elde değil. Örneklendirmek gerekirse. "Genç Türklerin günlük siyasetçileri, günlük yazarları, gizli teşkilâtçıları, komitecileri, hatta silâhşorları vardı ama, düşünürleri yoktu. " Cemiyetin düşünürü hiç yoktu demek yanlış olabilir ama toplumda gerekli fikri alt yapıyı oluşturacak bir düşünce hareketi maalesef olamamıştır. Kitabın öznesi olan Enver Paşa'dan bahsetmek gerekirse. Enver Paşa harp okuluna girişinden itibaren sürekli, "Yâ Rabbi! Sen Millet-i Osmaniyeyi muhafaza et! Bana, bu millete iyi hizmetler etmeyi nasip eyle!" şeklinde dua eden vatansever bir askerdir denilebilir. Paşa harp okulundan mezun olduktan sonra Arnavut ve Bulgar çetelerinin çıkardığı isyanları bastırmak ve bu çeteleri dağıtmak amacıyla Makedonya dağlarında çete takibi görevine başlar. Tabii olarak okul yıllarından itibaren gördüğü ve yaşadığı olaylar diğer subaylar gibi Enver Paşa'nın da yönetime karşı cephe almasına neden olur. Harp okulu yıllarında amcası Halil Paşa (Halil Kut, Kut Muharebesi Kahramanı) ile gözaltına alınıp sorgusuz sualsiz Saray'a götürülüp sorgulanıp bir kaç gün tutuklu kalması Sultan Hamid idaresine karşı çıkmasına neden olan olaylara örnek olarak verilebilir. Aynı yıllarda Paşa İttihat ve Terakki Cemiyetine katılır, yemin merasimini şu şekilde anlatır: "Sağ elim Kur’an-ı azîm-üş şân, sol elim bir kama ve bıçak üzerinde olduğu halde, 1293 Kanunu Esâsisinin istirdadına (tekrar yürürlüğe girmesine) ve bu uğurda hiç bir şeyi esirgemeyeceğime yemin ettim. Sonra gözlerimi açtılar. Karşımda siyah peçeli, kırmızı örtülü üç kişi bulunuyordu. Bu manzara karşısında pek müteessir olmuştum. Kalbimde, yalnız başıma bu zalim idareyi kökünden devirecek bir kuvvet ve bu kuvvetle mütenasip bir istek duyuyordum. Bu vazife ile çalışan böyle bir cemiyete bağlandığım için gurur ve iftihar duyuyordum..." İhtilal ateşi yanmaya başlar Enver ve Niyazi Beyler Meşrutiyetin ilan edilmesi için ayrı ayrı dağa çıkar, isyan bayrağını açarlar. Bu isyanları bastıramayan Sultan Hamid Han en nihayetinde Meşrutiyeti ilan eder ve bir kaç gün öncesinde 'dağa çıkan eşkıya olan' Enver artık 'Hürriyet Kahramanı' olmuştur. Bana göre Enverler, Mustafa Kemaller, Abdülhamitler aynıdır. Hepsi bizim tarihimiz ve değerimizdir. Birini daha fazla sevmek diğerlerine düşmanlık etmeyi gerektirmez. Son olarak Enver Paşa'nın Meşrutiyeti ilan etmek için yola çıkarken söylediği son sözleri iletmek isterim. "«Vardar kapısından çıkarken nişanlarımı söktüm. Ufak bir teessür hissettim. Artık belki eski hayallerim gibi, iyi bir asker olamayacaktım. Ve bu andan itibaren bir hiçtim. Kim bilir hangi kurşunla ve nerede vurularak-, bir yerlerde kalacaktım. Bir âsi diye cesedim, bir köşeye atılacaktı. Ama bir gün gelecek, beni elbette, rahmetle ananlar da bulunacaktı. Artık hayatla irtibatım kalmamış gibi idi...» Seni rahmetle ananlar var Paşam ruhun şad olsun...
Enver Paşa - Cilt 1
Enver Paşa - Cilt 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 2020350 okunma
··
792 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.