Romanda Livaneli kendi kurgusalında Deli İbrahim dönemi saray ve özellikle harem hayatını bir hadım harem ağası gözünden aktarıyor.
Tarihi arka planı incelemeleri ve doğruluğu konusunda iddialı değil, zaten yazar da bunu kabul ediyor. Çerez tadında bir kitap; özünde Livaneli kendini bir harem ağası yerine koymuş, neler yaşanabileceğini düşünmüş ve yazmış.
Her Livaneli kitabı gibi hikayenin zorlandığı, okurun bilgece aydınlatılmaya çalışıldığı ve aynı vurguların tekrarlandığı kısımları çok. Sonuçta her Livaneli kitabında olduğu gibi bana yine keyif vermedi.
