Orhan Pamuk’tan okuduğum ikinci kitap ve ikisinde de kötü ayrılmadım.
Bu kitabında Mevlüt’ün fakirlikle köyden İstanbul’a gelmiş İstanbul’un hızla değişen akışıyla yaşamaktadır.
Köyden kaçırdığı kızla başlar hikaye.Zaten bir destan olduğu aşk hikayesi olduğunu hemen anlarsınız.
Çok sıkıldığım zamanlar da oldu.Mevlut’un saf hali beni çok yordu.Fakat onun iç hesaplaşmaları kendi kendini eleştirmesi ya da yarınki adımı düşünmesi beni çok etkiledi. Bozacılıktan asla vazgeçmeyip diğer işlerinde sürekli olarak iş değiştirmesi Mevlüt’ün kaderi. Nede olsa kitapta Kısmet ve Niyet tabirlerini anlamlarını cok görüyoruz.Spoiler vermeden kitabın genel hatlarını anlatmaya çalıştım.Umarım begersiniz.
Ki şöyle bi detay vereyim Orhan Pamuk Nişantaşı çocuğu olarak bu kitabı böyle yorumlaması baş yapıt.
Ayrıca şunu da söylemek istiyorum. Bundan 30 40 50 yok önceki İstanbul’u cok iyi anımsıyorsunuz.Ve değişen insanları ,yaşamları,evleri,binaları görüyorsunuz.Bu tamamen gerçek hissettirdi.Arkaya bakınca hiç bişeyin aynı kalmadığını anlıyorsunuz.
Keyifli okumalar