Lacan, bakışın, uzlaşımsal kadın ya da erkek öznenin kendini eksiğe karşı sağlamlaştırdığı başka etkinliklerde de oyuna dahil olduğunu Seminar Xl' da ve imgesel üzerine metinlerinde belirtir; ki
"fark"ı oluşturan da bu etkinliklerdir. En sık rastlanan, kendine düşlemsel bir kimlik edinerek, öznenin, arzunun içinde ileriediği boşluğu doldurma girişiminde bulunmasıdır. Kurucu imgenin başkalığını ve dışsallığını yadsıyan bu görsel yanlış tanımayı kavramlaştırmakta kullanacağımız başlıca modeli bize elbette ayna evresi verir. Özne, cismani bir sömürgeleştirme vasıtasıyla erotik nesneyi
kendi imgesinde yeniden kurabilir. Meconnaissance'ın bu biçimini
tasavvur etmede en paradigmatik modeli fetişizm sağlar. Son olarak özne genellikle, bakışı gördüğü her şeyin noktasal kaynağı yaparak dünyayla mülkiyetçi bir ilişki içine girer. Lacan, "temsillerin bana ait yönü mülkiyeti çok andırır"derken, bu görsel deformasyonların sonuncusuna neyin karıştığını belirtir.