Tiyatronun doğduğu an, insanoğlunun temsili bilinçli kıldığı andır. İnsan anlaşmayı ve oyunu kabul ettiğinde bu 'gerçekçi yalan'ın keyfini çıkarmaya başlar. Ve aksiyon bir düzeni kırdığında, bir krizi yansıttığında daha da teatraldir: tiyatro 'hayat'ın kendisi değildir; bir hayat metaforudur. Tragedya insanoğlunu değil, 'bir aksiyonu ve bir hayatı' taklit eder, der Aristoteles.