Ben ölmeyi, benden hücrelerimin çürümesini
öyle çok düşündüm ki, korkmaz oldum
ölümden; hayır, aksine, yok olmayı gerçekten
ister oldum. Yalnız bir şey ürkütüyordu beni:
Beden zerrelerimin o aşağılıkların zerrelerine
karışabileceği düşüncesi. Bunu düşünmeye
tahammül edemiyor, öldüm mü upuzun
parmaklarım olsun istiyordum: O uzun, hassas
parmaklarla kendi zerrelerimi bir bir toplar,
avuçlarımda saklar, kendi malım olan
zerrelerimin, o aşağılık adamların bedenlerine
geçmesini böylece önlerdim.