Kışın bir deliğe gizlenen hayvanlar gibi
kendi içime ne kadar çekilsem, başkalarının
seslerini o kadar net duyuyor, kendi sesimi
boğazımda işitiyordum. Yalnızlık ve inziva
sonsuz, koyu yoğun gecelere benziyordu. Koyu,
yapışkan, bulaşıcı karanlıkları olan ve boş
kentlere çökerek şehvet ve kin uykuları yaymayı
bekleyen gecelere benziyordu. — Fakat
boğazım karşısında ben, kendim için vardım ve
soyut ve mecnunca bir kanıtlama idim sadece.
Sıkıcı bir şey: Cinsel ilişki ânında, iki kişi
yalnızlıklarından kurtulmak için birbirine
yapışır, herkeste aynı delice kıpırdanışlara bir
kapıdır bu, ve yavaş yavaş ölümün derinliklerine
yönelmiş bir pişmanlıkla karışıktır...