Gönderi

Nadir Aşçı - Kalben Müstafi öyle der babam, bizimki gönül yorgunluğu iner merdivenlerden, göğsüne tutunarak ekmek derdi diyorlar, dertlerin en güzeli hangi dağı kaldırsam, kabuk bağlıyor toprak sahibi ölmüş eşyanın derin hürmetiyle geçiyor hevesler bir bir, günlerim dahası kağıda yazılmazmış eskiden mühim sözler kırk odaya sığmıyor şimdi, sandık odası olduğundan büyük gösteren yaşlar gibiyim dağılıyor uykum, söz bile ağzımda yara kendi şerrinden, gölgesine sığınan çınar diyeceğini deyip, çekiliyor kenara el örgüsü siyah ellik, saf çelikten bıçak soluksuz bırakıyor beni, camdaki buğu her şeyi biliyor, ateşi elinde tutan öyle der babam, bizimki gönül yorgunluğu
··
76 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.