Bir dul kadının öyküsüdür bu. Beykoz çayırı yanındaki evinde hizmetçisi ve aşçısıyla oturan otuz yaşındaki bu dul kadın, kendisinden çok genç ( yirmi yaşında ) bir delikanlıyla, delikanlının ısrarlarına dayanamayarak ilişki kurar. Delikanlının kendi yaşıtı bir genç kızla ilgisi olduğu kuruntusuna kapıldığı andan sonra, kadının tutkusu giderek bir cinnet halini alacak ve hiç aklında yokken delikanlıyı boğarak öldürecektir. Cemil Süleyman'ın Siyah Gözler'i Servet-i Fünûn yazarlarının, özellikle Mehmet Rauf'un yazınsal etkisini taşır ve dönemin gerçekçi anlatısının söylemine " kör bir tutkunun tragedyası" nı ekler.
