Camus'ya karşı beklentim oldukça fazlaydı fakat beklentimin biraz aşağısında kaldı açıkçası bu eser... Asla bir yazarı tek bir eseriyle veya tek benim görüşüme göre değer biçmek veya yargılamak doğru değildir; eminim ki benim fikirlerimin aksi olma olasılığı da bir benimki kadar olasıdır. Bununla beraber sevdiğim tarafları da var tabiki... Betimlemelerine oldukça hayran kaldım doğrusu ki alıntılarıma bakılacak olursa birçoğunu bu alıntıların oluşturduğu açıkça görülecektir. Aslında bu eserden hareketle Albert Camus'nun neden kendisini "varoluşçuluk"un bir üyesi olarak görmediğini biraz daha net anlayabiliyorum. Felsefi ağırlıklı bir kitap beklerken karşımda oldukça edebi, betimleyici ve biraz da siyasi havaya bürünmüş bir eser gördüm sanki.
Okurken gozume takilan bir olguyu paylasmak isterim sizlerle. Camus'nun 'ayni olaya (Veba) farkli bakis acilari ile sunmus olabilecegini dusunuyorum. Bunlar:
1) Dindarlar Gozuyle Veba: "Tanri'nin Laneti"
2) Halk Gozuyle Veba: "Hastane masraflari, olum masraflari, vs."
3) Iktidar Gozuyle Veba: "Salginin uzeri nasil ortulebilir ve medya buna nasil araci edilebilir?
4) Medya Gozuyle Veba:
*Yandas Olan: Uzerini ortmeye calisir.
*Karsit (muhalif) olan: Acik arar.
5) Aydin Sinif Gozuyle Veba: Hastaligin duyurulmasi gerektigini savunarak iktidarla mucadele icindedir.
6) Yalnizligi sevmeyen adam Gozuyle Veba: Insanlari bir arada tuttugunu dusundugu bir nimettir.
Şimdiden okuyacak olanlara iyi düşünmeler diliyorum... :)