Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
ELEŞTİRME STİLİNİ ÖLDÜRMEK OLARAK BELİRLEYENLERİN OLDUĞU BİR DÖNEMDE
Kitabın ismini ilk duyuşumdan , elime aldığım zamana kadar kafamda tek bir görüntü vardı o da Yılların Efsanesi ' Süt Kardeşler ' filmi ve aslında Komik görünen devasa Heyula Gulyabani :) Tek günde bitirme hevesiyle sabah başladığım kitabı toplam 4 saat içinde nasıl bitirme hevesiyle beynime oynattığıma inanamadım. Tam anlamıyla bir tiyatroya gitmişim ve izlemişim gibi hissettim. Ardından internette yaptığım araştırma da zaten bir oyun olarak uyarlandığını görüp bir kaç parçasını izledim. Daha sonrasında da Radyo Tiyatrosu'nda işlenişini dinledim her biri birbirinden güzeldi fakat zirvede tabiki kitabın kendisi yerini aldı :) Kitabın en başında bu eserin ortaya çıkışına vesile olmuş olan veya olmuş gösterilen ' Hanimnine ' beni bütün karakterlerden daha çok mutlu etti ; onun ve komşularının da kitabı tıpkı benim okuduğum anlarını, canlandırma safhalarını sanki o tandırın başında birlikte okumuşuz ve katıla katıla gülmüşüz gibi yaşadım. HANIMNİNE SEN çok yaşa diyesim geldi :) Hikayenin başkarakteri olan Muhsine Hanım ise küçüklüğümde hikayeleriyle bizi hem güldüren hem de zaman zaman korkutan Komşu Teyzeyle birebir aynıydı sanki ... Bu hikayeyi eve gelip anlatmış gibi hayal etmeme sebep belki en çok hayatımla birebir örtüşen kısımlardan kaynaklandı. Bazen defalarca dinlediğin , sonunu başını , gülünecek ve suskunluk yaşatacak yerini ezbere bildiğin bir hikayeyi dinlenmekten yine de büyük zevk alırsın . Seni, senin bile hatırlayamadığın en masum anılarına götürür ya o hikayenin yolu... " Şu hikaye vardı ya, ya hani şey geçen çok gülmüştük onu bir daha anlatsana ya " dediğin ,1001. kez dinlemekten bıkmadığın ... Belki de Süt Kardeşler ve böylesi bir mahalle hikayesinin aynı nefeste buluşmuş olması da bununla ilgilidir. Her seferinde izlemekten bıkmadığın Kemal Sunal filmleri gibi ; Saflıkla yoğrulmuş, Sonunu bilsen de hissettiğin yakınlıktan ötürü hiç usanmadığın :) Korkutmaktan çok güldüren , inanmaktan çok düşündüren , eleştirmekten çok dokunduran , kınamayan anlayışla yaklaşan , insanların içinden çıkan bu tür nostaljik Dokumalara daha çok ihtiyacımız var ... Hele ki eleştirinin Ölüme dönüştüğü bu dönemde... Teşekkürler ' Hanımnine ; ) ' Hikaye mi ? Hani şu vardı ya ...
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Can Yayınları · 201910,7bin okunma
·
14 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.