Kitabın bitişiyle başlamak istiyorum; bence çoğu insanın düşüncesinin aksine çocuğun ölmesi iyi bir bitişti. Tüm hikayeler iyi sonla bitmek zorunda değil, çünkü gerçeği yansıtmıyor. Maalesef her zaman iyi insanlar kazanmaz -gerçi iyilik ve kötülük göreceli kavramlardır- Gerçek hayat böyle değil. Ama bir söz vardı çok hoşuma gitmişti. “İyiler her zaman kazanmaz çünkü adil dövüşürler.” İnsanları gerçek senaryolara da hazırlamak gerekir. Çünkü herkes kendi hayatının baş kahramanıdır ve her zaman iyi bir son bekler ve o iyi son gelmediği zaman ağır depresyon dönemine girer. Hayat tamamen kaotik bir düzendir. Bazen iyiler kazanır bazen kötüler. Neyse bu konuya çok fazla girdim sanırım; burası karanlık bir çukur fazla kalmamalı.. kitaba dönecek olursak mümin dedenin tutumu ve ona karşı tutum da içimi cızlattı. Bu kadar iyi bir adamın (iyi mi korkak mı tam kestiremedim) kendisine karşı gösterilen tavırlara, umursamazlığa, lakayt kalışı beni üzdü. Ülkemizde de benzer durum söz konusu saygı görmek istiyorsan diş göstereceksin. İnsanlara nazik davranırsan tepene biniyorlar.. Neyse okuyun ya güzel kitap.