Eski çağlarda, mesela Antik Yunan ya da Roma İmparatorluğu dönemlerinde, köle olarak doğan insanlar vardı. 19. yüzyılın ortalarına kadar bu uygulamanın örnekleri tarihte görülüyordu.
Avrupa'yı örnek alacak olursak, Napolyon anlaşmalarla kaldırılmış olan köleliği, sırf eşinin ailesine yaranabilmek için geri getirmişti. Günümüzde klon olarak doğanların durumu bundan
cok da farklı değildi. Hatta klonları eski dönem köleleriyle karşılaştırınca, durumlarının daha bile kötü olduğunu görmek mümkündü. Klonların hiçbir zaman ailesi olmuyordu. DNA dolu bir şırınganın bir yumurtalık hücresine enjekte edilmesinden doğuyorlardı. Annesiz ve babasız büyütülüyorlardı. DNA numuneleri ile bağlantıları en fazla uzak bir ecdat ile yaşanabilen benzerlik kadardı. Daha doğrusu biyolojik bir terzinin oluşturduğu bir
patron sayesinde asıllarıyla sadece fiziksel, ama yüzeysel ve boş bir benzerlik taşıyorlardı. Kimse onları gerçekten oldukları şey, yani yeryüzünde dolaşan milyonlarca insandan bir tanesi olarak
görmüyordu.