Nilfgard ordusu savaşa yürümeye, Scoia'tael insanlara saldırmaya devam ediyor. Birbirinden farklı takımlar aslan yavrusunu aramayı sürdürüyor.
Kral ulağı Aplegatt'ın bakış açısından anlatılan bölüm çok güzeldi. Yen, Ciri ve Geralt'ı dışarıdan bir çift gözle uzaktan şahit olmak çok tatlı hislerdi.
Geralt sevdiklerini korumak için canını dişine takarak tehlikeden tehlikeye damdan düşercesine gözlerini kırpmadan giriyor ve kalp çarpıntısı eşliğinde bölümler akıp gidiyor.
Yennefer ve Ciri'nin yolculuğu ve Geralt ile buluşmaları ile ardından paldır küldür gelişen olaylar silsilesi naif yürekli insanlar için çok fazla.
Entrikalar, politika, ihanetler, gizli planlar; bunlar sevdiğim şeyler aslında, ama üzülüyor insan. GoT okumayalı yıllar olmuş, bu hisleri çok unutmuşum.
Wild Hunt ekibiyle tanışan eniğimizi neler bekliyor? Bakalım, göreceğiz. Geralt birkaç yaratık kesiyor; Yennefer hala güzel, çekici, güçlü, manipülatif; Dandelion ise hala zevzekliği üstünde şirincene bir şair.
Artık Vilgefortz ve birkaç Nilfgardlı üst düzey yöneticiyle tanışıyoruz. Bu kitap hikaye ve karakter gelişimlerinin iyiden iyiye tamamlandığı ve okuyucuya benimsetildiği bir sayı olduğu kanaatindeyim.
Evet, bu seri benim fantezi serilerim arasında üst sıralarda bulunmuyor ama yine de başarılı buldum mu? Buldum. Beğendim mi? Evet bir hayli beğendim. Oyununu arada bir açıp oynar mıyım? Kesinlikle.
Espriler ve güzel anekdotlar çok yerinde ve güzel kullanılmışlardı. Almanca'dan değil de orijinal dili Lehçe'den tercüme edilseydi acaba bazı şeyler daha mı güzel olurdu bilemiyorum. Çeviri gerçekten tatmin edici geldi bana.