Meursault anti sosyal bir kişiliği olan duygularini ifade etmeyen daha doğrusu ne kadar dramatik bir olay olsada onun için pek fazla anlam ifade etmez. Annesi öldükten sonra, çevresindekileri memnun etmek için duygularını göstermeyi reddetmiştir. Sanki annesi değilde sıradan birisi ölmüş gibi bir gün sonra normal hayat akışına devam etti. Cezayir’de işlediği nedensiz suçun sonrasında yargılanır. Yargılanma sırasında işlediği nedensiz suçtan hiç pişman olmaması annesinin ölümünden bir gün sonra normal hayata dönmesinden duygu yoksunluğu dan suclanmasi mahkeme sırasında bir adam öldürmekten çok empati yoksunluğu ile suçlanıyor. Toplumun ezberlestirmis geleneğin dışında bir hayat yaşaması çizilen sınırlarin dışına çıkması sadece kendi istediği şeyleri yapması bir adam öldürmekten daha cazip görüldüğü bir yargılama geçiriyor. Savcinin onu idam ettirmek istemesi ve avukatın onu idamdan kurtarmak istemesi de yaşanılan ikili diyalog tartışmasında Meursault kendisi için bir söz hakkı isterken avukatı tarafından reddediliyor. "Kaderim benim fikrim alınmadan yazılıyordu. Bazen içimden herkesin sözünü kesip, "bir dakika, burada sanık kim? sanık olmak önemli bir şey benim de söyleyeceklerim var" demek geliyordu" Ama bir şey diyemeden idama mahkum bırakılıyor. En son da hakimin ona son bir sözün varmı diyor. Meursault hayır yok diyor. Sonra düşünüyor gerçekten son bir sözü varmı diye her zamanki gibi gene olay karşısında diyecek bir söz bulamiyor

YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112,8bin okunma

·

5 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

kemal baran