Gönderi

Felsefe tarihini filoloji çalışması veya ideler tarihiyle karıştırmanın kökeninde, kimi zaman, felsefeyi bir tür dizgesel ve derin edebiyat gibi görmek yanılgısı yatıyor. Böyle bir bakış açısına göre felsefe metinleri, dizgesel ve derin düşünceler, dünya görüşleri içeren, biraz da roman gibi bir şeyler. Romanlarında, insanın benliğine, varoluşunun anlamına ve yaşantısına ilişkin sorunlara derinlemesine giren, örneğin Tolstoy, Dostoyevski, Kafka, Camus ya da Sartre gibi yazarların da felsefe yaptıklarını öne sürecek bu görüş. Derin olan her düşünceye felsefe demek, felsefe olmayan birçok etkinliğe, örneğin mistisizme, dine, Doğu düşüncelerine, kuramsal fiziğe felsefe gözüyle bakmayı, dolayısıyla da felsefenin ne olduğunu açıklıkla kavramamış olmayı içerir.
Sayfa 103
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.