Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
#okudumbitti Nizamı Alem ülküsüne adanmış bir ruh, ömrü devleti olan bir adam. Kosova'dan - Musul'a kadar sözü geçen bir lider : Muhsin Yazıcıoğlu. Her ne kadar kitabın ismi Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti olsa da; çok az bahsi geçmiş. daha çok, Lozan antlaşması, Kazım Karabekir, İsmet İnönü ve Mustafa Kemal ATATÜRK arasında çıkan anlaşmazlıklardan bahsediliyor. Bu topraklarında bir çoklarının sandığı gibi siyasi partilerin mi sözü geçiyor yoksa ABD-ALMANYA-İNGİLTERE savaşı mı? Osmanlı zamanından beri Musul üzerinde oynanan oyunları, Halide Edip, İsmet İnönü gibi Amerikan mandası taraftarlarını, 2007 yılında sınır ötesi operasyon kararı alınmasından 4 gün sonra gerçekleşen Dağlıca baskınını, Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis ve Turgut Özal suikastlarını, 1993 yılında Bingöl kırsalında şehit edilen 33 er olayını irdelemek gerektiğini söylüyor. Musul'un ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar vurguluyor. Ülkemizde ve dünyada oluşturulan lobilerin altyapısını ve bunların girdikleri şekilleri gayet açık izah etmiş.Kitabın ismini oluşturan şehit Muhsin Bey'in yüzyıllar önce kurulan planların bozulması çalışmalarında nerede ve ne derece etkili olduğunu, onunla beraber hala açıklanamamış ve birer kaza diyerek kayıtlara düşülüp dosyaları kapatılmış vatan evlatlarının,büyüklerimizin akıbetlerinin ortak noktalarını gayet başarılı şekilde birleştirilmiş. Dağlıca Baskını ve 33 er olayları ile ilgili yazılanlar tabiri caizse kan dondurucu... Nasıl olabilir? Göz göre.... Kitaptan Alıntılar Turgut Özal, yaptığı konuşmalarda âdeta Devlet-i Aliyye'nin ruhunu giyinmiş yeni tip siyasetçi gibi konuşuyordu: Sömürgecilikten bahsediyor, düşmanlarının Araplar veya Kürtler olmadığını söylüyor, aksine bu insanların kardeşliği üzerine vurgu yapıyordu. Ve o günden sonra Mezopotamya'nin tarihini yazmak isteyen tarihçiler, kalemlerini mürekkebe değil, kana batırmak zorunda kaldı. Mumcu'nun öldürülmesi, Adnan kahveci ve Eşref Bitlis Pasa'nin şüpheli kazaları sonrası Özal, yalnızlaştırılmaya çalışıldığını anlıyordu. Yazıcıoğlu' na kastedilmedi efendim, bir projeye kastedildi. Siyasi suikast, ya bir şahsa ya bir makama ya da bir projeye kastedilerek düzenlenir. ....... Muhsin Yazıcıoğlu, şahsına veya makamına yönelik bir suikaste değil, bir ekiple birlikte içinde yer aldığı "projeye" kastedilen bir suikaste uğramıştır......... Bu suikast, devlet-i ebed müddet fikrine bağlık bir ekibe ve o ekibin projesine kasteden çok daha derin, çok daha karmaşık bir okuma gerektiriyor. 1 Mart Tezkeresi' nin öncesinde ordusunun olası bir Irak Federasyonu ihtimalinde sınırın öncesine geçmesinin gerektiğini savunuyor ve buna hazırlık yapıyordu. Nitekim, tezkereden hemen sonra çuval hadisesi,Türk askerine " Seni Irak' ta istemiyoruz" mesajı veriyordu.Biz bu mesajı kabul etmedik ve işte bu yüzden, Dağlıca Baskını, Aktütün Saldırısı gibi adeta bir savaş haliyle muhatap kılındık. Bize "Sınırlarınızdan dışarı çıkmayın" mesajı gönderdiler. Ne kaderime küstüm ne devletime küstüm! Çünkü inanmak iman etmek varsa birşeye bedel neyse katlanıp; Yarabbi kahrında hoş lütfunda dedik. Muhsin Yazıcıoğlu Arka Kapağından Alıntı "Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti, 1 Mart Tezkeresi sonrası Türkiye siyasetini doğru okumadan anlaşılamaz. Biz, devlet olarak doğal sınırlarımızı 1912 yılındaki haritamızı göstererek ifade ediyorsak Musul, Kerkük konusunda elbette bazı iddialarımız var demektir. Muhsin Başkan, Türkiye' yi Türkiye Cumhuriyeti diye değil, Gök-Türk, Selçuklu, Osmanlı gibi bir Devlet-i Aliyye felsefesiyle tanımlayan biriydi.......... Zaten, 1993' te Turgut Özal' ı, Eşref Bitlis' i, Adnan Kahveci' yi bu proje sebebiyle kaybettik. Şu asla unutulmasın; devlet, intikamını alabildiği sürece devlettir ve Devlet-i Aliyye de elbet bir gün Başkan' ın intikamını alacak." Keyifli okumalar dilerim.
Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti
Muhsin Yazıcıoğlu SuikastiSelman Kayabaşı · Yakın Plan Yayınları · 2014702 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.