Gönderi

Game Over
Sen yanımda olmadığın zaman seni düşünmek gerçekdışı bir olgu. (Nasıl oluyor, iyi mi?) (...) Ben, birlikte yaşadığım varlıkları, ayrıca birer ‘kavram’ olarak düşünmek istemiyorum. Gönlümün rüzgârına kapılıp gidiyorum. Bunun dışında, bulanık hayaller var kafamda. (...) Sen olduğun gibi yaşamak istiyorsun kafamda: Bir varlıkkavram olarak çıkıyorsun karşıma. ''Yaşanırken düşünülmesi ve düşünürken yaşanma.'' gereken bir mesele olmak istiyorsun. senin gibi hissetmemi istiyorsun. Nasıl olur? (...) İşte bu nedenle, kurmak istediğim dünya, senin yüzünden yıkılıyor; bütün oyunlar anlamını kaybediyor.
Sayfa 324 - İletişim Yayınları
·
8 views
Homeless okurunun profil resmi
Sevgili Bilge, işte bu yüzden hayal ve gerçek, benim onlara verdiğim anlamları kaybetmek üzere. Sen, yaşadığım bir gerçek misin? Yoksa, bir zamanlar yaşamış olduğum bir rüya mısın? Yoksa, ikisi de değil misin? İlk gençlik günlerimin bir efsanesi misin yoksa, ey esrarlı kadın? Belki ben, efsanenin heyecanı içinde, ıssız bir adaya düşmüş zavallı bir ruh gibi, karaya çıkacak ilk canlıyı beklerken seninle karşılaştım. İngilizler, adada yaşadıkları için, belki de bu özlemi daha iyi belirtebilirlerdi. Ben, mutlak yalnızlığı ancak hayal edebiliyorum. Ben, erginlik öncesi hayallerimin sıcak bir görüntüyle teselli edilebilmesi uğruna bütün soyutluklardan vazgeçiyorum.
Homeless okurunun profil resmi
Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşantılarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti.
Homeless okurunun profil resmi
Belki sana bu satırları yazmamalıydım. Belki de dönel bir yüzeyin, ekseni etrafındaki hareketi sırasında çeşitli ışık kaynaklarından beslenmesi olayında görüldüğü gibi benim bir an süren ışıltımın yansımalarını artık ilginç bulmuyorsun; görüntümün gerçekliğine inanmıyorsun. Fakat seni seviyorum. (Bu sözü bir yere sıkıştırmaya mecburdum.) Düşünmek ve yansımak anlamlarını birlikte ifade eden ‘reflection’ kelimesini kullanmak isterdim burada. Fakat aslında, seni görmediğim zamanlarda yansımalarımın gerçekliğine ben de inanmıyorum. Belki benden artık nefret ediyorsun; belki de unuttun beni. Düşünce ve eylemlerin her an sonsuz değişik görünümlere bürünebileceğini bilen bir insan olarak, senden kararlı bir düşünceye benzeyen yansımaları nasıl bekleyebilirim? Beni görmek istiyorsan, yarın saat ikiden altıya kadar evdeyim. Seni seviyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.