Erkek için, sosyal olarak teşvik edilen seven koca ve sorumlu baba rolleri söz konusuydu, ev yaşamı, erkek kişiliğine yüklediği ağır görevlerden kaçıp kurtulma isteğinin doğmasına yol açtı. Kamusal alan aynı zamanda bir özgürlük ve (ahlaksızlık değilse de) sorumsuzluk alanına dönüştü. Kuşkusuz bu, erkekler ve kadınlar için farklı anlamlar taşıyordu. Bu çerçevede kurgulanan kamusal mekanlar, kadınlar için erdemlerini yitirme, kendini kirletme riski içeriyordu; kamusal alana çıkmakla onurun zedelenmesi düşüncesi sıkı sıkıya ilişkiliydi. Erkekler içinse, saygınlığın gerektirdiği yükümlülüklerden uzakta, kalabalığın içinde kaybolmak demekti. Erkekler bu özgürlüğü korumak amacıyla kendi aralarında işbirliği yaptılar. Böylece, kocasıyla da olsa bir restorana yemek yemeğe giden bir kadın skandal konusu olurken, metresiyle böyle bir yerde yemek yiyen bir erkek, kendi arkadaşları tarafından bile görmezden gelinebiliyordu.