Hassas bir konusu var kitabın. Dünyada milyonlarca insanın yaşamak için savaş verdiği bir hastalığı konu edinmiş. Kanser, bilindiği üzere üstesinden gelinen oldukça zorlu bir hastalık. Karakterlerimiz de kanserle mücadele eden iki savaşçı genç. Hâl böyle iken daha duygusu uç noktalarda olan duygusal bir hikaye bekledim, bundan mıdır bilmem biraz beklediğim gibi olmadı hissine de kapıldım. Ama bu demek değildi ki kitap kötü, aksine, bir bütün olarak beğendim. Okurken eğlendiğim, hüzünlendiğim ve beni düşündüren birçok sahnesi vardı. Her iki karakterin de kendi derinliği vardı ve derine indikçe daha bir yakın hissettim kendimi. Zac'in zaman zaman yargılayıcı bir noktası vardı mesela ama alaycı oluşu göze çok batmıyor aksine kolay bir şekilde enpati yapmayı sağlıyordu. Mia ise ona kıyasla daha asi bir yapıdaydı. Dürüst olmak gerekirse, Mia'yı romanın büyük çoğunluğunda pek de çekici bulmadım. Sürekli olarak kaba davranışlar içinde olması ve sert tepkilerinden dolayı ondan bir tık uzağa çekildim. Yine de, tüm göz kamaştırıcı kusurları içinde derinindeki asıl Mia'yi görürken kendimi sevmekten alamadım. Yaşadığı hayat hiç de kolay değildi sonuçta ve kendine göre haklı sebepleri vardı çıkışırken de. Kitabın konusuna gelecek olursam; Kahramanlarımızın yolları bir hastanenin onkoloji bölümünde kesişiyor. Zac lösemi hastasi ve yeni ilik naklî olmuş. Hastanedeki zamanı da kısıtlı, taburcu olacağı günü bekliyor. O süre zarfında hemen bitişik odasına kendi gibi kanser savaşçısı bir hastanın taşındığını öğreniyor. Bu kişiyi henüz görmüyor ve yüksek sesle dinlediği şarkılara bakınca müzik zevkinin berbat olduğuna karar veriyor. Bir zaman sonra hemşire aracılığıyla not yollayarak dinleyebileceği şarkıları yazıyor. Aralarındaki ilişki böyle başlıyor. Mia'nın durumu ise biraz daha zor. Kemik kanseri ve henüz Mia hastalığını kabullenebilmiş değil, ölümcül olduğunu düşündüğü içinde yalnız. Pek dosta sahip değil. Bundan dolayı hastanedeki dönemi ise inanılmaz zor geçiyor. Zac ile aralarında oluşan ilişki başlarda duvar tıklatmalar, sonrasında facebook üzerinden konuşmalar şeklinde ilerliyor. Zac'in biten tedavisi, Mia'nın tedavisi sırasındaki gelişen beklenmedik olaylar ve sonrasındaki verdiği tepki, inanılmaz dokunaklıydı. O kısım hakkında bir şey söylemek istemiyorum, zira merak ederseniz kitabı okumanızı önerebilirim. Zac ve Mia sadece romantizm temelli bir kitap değildi. Evet, karakterlerimiz arasında bir kimya vardı, ama hiç de güçlü değildi. Zac ve Mia arasındaki bağlantı, kanser sırasında daha çok bir dostluktu. Kısacası, romantizmi biraz eksikti, daha çok dramatik yönü ağır basıyordu. Sonuç olarak hikayede karakterlerin küçük kusurlarıyla birlikte biribirlerini kabul edişini, hayat karşısındaki verdikleri mücadeleyi okuyoruz. Kitabı birkaç kelime ile anlatmam söylenirse vereceğim yanıt şefkatli ve gerceklerle cesurca yüzleşmek olduğunu söylerdim.

Zac ve MiaA. J. Betts · Ayrıksı Kitap · 2020157 okunma

·

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.