Gönderi
| Serseri Patronum ~ Rumeysa Gülhan |
°
Babası tarafından hem psikolojik hem de fiziksel şiddet gören kızımız Asya'nın kaçıp kendi hayatını kurmaya çalışmasıyla başlıyor her şey. Bildiği tek tanıdık, sığınacağı tek yer olan iki yaşlı insana sığınıyor ve onlar aracılığıyla bir evde temizlik çalışanı olarak işe giriyor.
Çalıştığı evin sahibi Yiğit Arslanoğlu. Sert, despot, buz gibi bir adam. Belki de gördüğümüz buz dağının sadece görünen yüzüydü.
Kesişen hayatlarıyla bir maceraya atladık biz de. Başta olaylar çok hızlı gelişti gibi geldi bana. Asya'nın ve Yiğit 'in bazı tavırları göz devirmeme neden oldu. Karakterlere bolca saydırmayı sevdiğimden bu benim için bir rutin haline geldi.
Olaylar her ne kadar hızlı başlasa da sayfalar ilerledikçe ve asıl perde aralanınca her şey daha bir rayına oturdu. Belki de Yiğit'in kız kardeşi Aylin ve Menderes'in hikayeleri beni çektiğinden olabilir. Onları okumak bana ayrıca keyif verdi ve hikayeye de bolca hareket kattığını düşünüyorum. Ama favori karakteri mi soracak olursanız; Aylin.
Kitaba sonradan dahil olsa da onu çok sevdim. Yiğit karakterine başlarda aşırı sinir olduğumu belirtmekle beraber sırların açığa çıkmasıyla birazcık sempati duydum ama hatırlatayım ben kinci bir okuyucuyum
Neyse efendim konuya çok girip tadını kaçırmadan hafifçe bahsetmeye çalıştım. Umarım başarabilmişimdir. Hata varsa affola
Yazarımıza da bolca teşekkür ederim ve kalemi, yolu açık olsun
·
68 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.