yaşar kemal'in ciddi anlamda ince memed'den daha başarılı bulduğum çoşkun eseridir. zeynel'in katil olduktan sonra bunu önüne gelene anlatma haykırma isteği psikolojik roman sınıflandırması altında yazılan pek çok kitaba taş çıkartır bir detaydır. zeynel'in kaçarken fark edemediği biraz daha içgüdüyle koştuğu nerede olduğunu hatırlamadığında romanın mekan geçişlerini bulanıklaştırarak bize de kahramanla aynı fluluğu sunması ağızları açık bırakır. özellikle romanın sonunda siyahlı adamlar meselesinde insanlığa inancının hiç bitmeyeceğini bize fısıldaması da yüreğimize dokunan çok umut dolu bir yaklaşımdır. iki kere okudum ama bu gidişle 20 kere daha okuyacğım neredeyse kesindir.