Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

215 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Gerçek adı Zennur Nuri olan Zeynep Hanım bundan yüzyıl önce, ‘özgürlük arayan bir kadın’ olmak suçundan zamanın sultanı 2.Abdulhamit tarafından gizli polislerce takibe alınan ve giderek artan baskılar sonucunda anne ve babasında haber bile veremeden gizlice Sirkeci Garı’ndan gece treniyle ülkesini terketmek zorunda kalmış sıradışı bir kadın.Bazen tek başına bazense kız kardeşiyle birlikte Avrupa’nın her yerini gezen,izlenimlerini yazan,ünlü Fransız heykeltraş Robin’den Britanya milletvelillerine kadar farklı çevrelerin davetlerine katılıp,onlarla,onların anadilinde derin fikir tartışmalarına girmekten kaçınmayaran cesur yürekli bir kadın.O evrensel bir isyancı,dili iyi kullanan bir entelektüel,aynı zamanda uyumsuz ve dik kafalı bir romantik. Zeynep Hanım, zamanın seçkin Osmanlı ailelerinin kızları gibi iyi eğitim almış, Batı klasiklerini okuyacak kadar iyi Fransızca ve İngilizce, Kur'an okuyup anlayacak kadar iyi Arapça, paha biçilmez Acem şairlerini okuyacak kadar iyi Farsça, konuçacak kadar Rusça, Yunanca bilmekte, piyano ve ud çalmaktaydı.Zeynep ve kardeşi Melek(Zennur ve Nuriye) büyükanneleri gibi kaderciliğe teslim olmak yerine ‘’Allah’ın verdiği akılla’’ kadının insan olarak haklarını sorgulamaya başladılar.Kadınlara ‘’kader diye öğretilen kuralların,yaradanın değil de yöneten erkek sınıfının icadı olduğunu artık anlamışlardı.Batılı hemcinslerinin güneşin doğuşunu ne peçe ne de kafesin ardından seyretmek zorunda kalmadan, çıplak gözle izleyebildiğini,sokakta kendi başına dolaşabildiğini ve erkeklerle beraber bazı alanlarını paylaştığı halde ‘’saygın kadın’’ kabul edildiğini de öğrenmişlerdi.Zeynep Hanım için bardağı taşıran son damla hiçbir görüşü alınmadan daha 19 yaşındayken Sefa Bey ile evlendirilmesi oldu,Zeynep büyük hayal kırıklığına uğramış ve kendi yurdunda kadın olduğu için hiçbir değerinin olmadığını anlamıştı.Yalnızca cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğramak büyük adaletsizlik duygusu ve öfke yaratıyordu.Grace Ellison’a yazdığı mektuplarda çoğu kez aldığı riskten duyduğu memnuniyeti,peçesiz ve demir parmaklıksız dışarıyı izleyebildiğini,özürlüğünü ve tarifsiz mutluğunu anlatmaya çalışmıştır.Hüzün Türkler içindir sözleriyle bile kendi yurdunda özgürlükçü ve eşitlikçi bir yönetim umut etmekten asla vazgeçmemiştir.1912 yılında anne ve babasının ölümü üzerine Avrupa’da beş parasız kalan Zeynep Hanım hayalkırıklığı üzerine ülkesine geri dönmüş ve bu mutsuzluğunu Ellison Grace’e yazdığı son mektubunda belirtmiştir. Kimi kaynaklarda 38 yaşında veremden kim kaynaklarda da 40 yaşında bilinmez hastalığından çektiği acıyı sonlandırmak için aldığı aşırı doz haplardan öldüğü yazmaktadır.Maalesef ki Zeynep Hanım Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara seçme ve seçilme hakkını da içeren pek çok Cumhuriyet Devrimi’ne yetişememiş,uğruna hayatını riske attığı kadın hakları ve özgürcülük hakkında Atatürk tarafından söylenen sözleri duymaya ömrü yetmemiştir. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Kitabın ilk sayfalarında bulunan önsözde Buket Uzuner tarafından çok güzel incelemeler yapılmıştır, düşüncelerimin çoğunun da orada bulunduğunu farkettikten sonra biraz kısaltıp biraz da kendimce değiştirip buraya eklemenin de faydası olacağını düşündüm.Umarım siz de yararlı bulmuşsunuzdur.
Bir Türk Kadınının Avrupa İzlenimleri
Bir Türk Kadınının Avrupa İzlenimleriZeynep Hanım · Everest Yayınları · 201654 okunma
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.