Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

48 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Son yıllarda paradigmaya nazikçe kafa tutan, literatüre katkıda bulunan İzdiham derginin 44. sayısı kısa bir süre önce çıktı. Malatyalılar için âlâ, ülke için aliyy-ül a'la bir haber. Her zamanki gibi girişinde sizi Maarif Takvimimizin karşıladığı dergide sizleri kitaplarına sığındığınız birçok kalem bekliyor. Hayattan nasibini almamış konulara hakkını veren, kıyıda köşede kalmış konuları gündeme taşıyan, hayatı tiye alırken ciddiyetten ödün vermeyen bu sayımızın kapağı da pek manidar. Yazılar, fotoğraflar ve bunların arasında can çekişen hayatın anatomisini kendisine dert edinen İzdiham'ın içerisinde herkese hitap edecek metinler bu ay da hazırda bekliyor. Alın, okuyun, alıntılayın hatta eleştirin ve yüzümüze gözümüze savurun. Demişken... Bendeniz bu sayıda "Virüs, İnsan Kapıp Öldü" mevzusuna eğildim. Yeri gelmisken metnim hakkında da seksen dört kelime edip çekileyim: Gündemin vaziyeti ortada. Hangi konuda iddialıysak, tastamam oradan vuruluyoruz. İnsan güçlü, insan akıl sahibi, insan bilimsel, insan çok bilimsel, insan hiç ölmez, insan çare kaynağı, insan üretir, insan çok tüketir, insan yok eder, insan doğayı alt eder... İnsan, insan... Buralarda iddialıydık, buralardan vuruluyoruz. Şu sıralar bir Sırp gencinin peyda olup Avusturya Macaristan prensini mefta etmesi kaldı geriye. İşte bunca telaşlı gündemin ortasında kimin ötekinin başına musallat olduğunu anlamak için yazdım. Bana kalırsa virüs, insan kapınca ölüyor. Bana kalmıyor, ama kalırsa, o meşhur ihtilalden sonra başlayan kırılmayı derebeyleriyle birlikte hâlâ hayretler içinde izliyoruz. Tamam, biz tarihe gömüldük ama topyekûn bir kırılma da aldı başını gidiyor. Biz, yani 1789'a kadar keyfi yerinde olan idareciler ve avam, o andan beridir dünyayı ayrıksı yorumlamakta zorlanıyoruz. Dünyada kendi başına olup biten bir durum yok artık. Bir şey bir yerlerde oluyorsa, her yerde oluyor demektir. Dahası, bizler zaman ilerledikçe insanlık için işler yoluna girer diye düşünürken her yeni gelişmeyle birlikte toplumda bir anksiyete hâli başlıyor. Hapşırmaları dirsek içlerimize gizlediğimiz şu zamanlarda birbirimize nezleli bir kurbağa gibi bakıyoruz. Gördüklerimizi bilmem ama görmediklerimizi @izdihamdergi 44. sayısında yazmayı denedim. Olsun, biz hapşıralım siz çok yaşayın. Burnunuza mendil, ruhunuza İzdiham tutun. Kolonya da olur.
İzdiham - Sayı 44 (Mart-Nisan 2020)
İzdiham - Sayı 44 (Mart-Nisan 2020)İzdiham Dergisi · İzdiham Dergi · 2020427 okunma
··1 alıntı·
344 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.