okuduğum kitaplara baktığımda erkek yazarların ağırlıkta olduğunu görüyorum ve bu beni düşündürüyor, ben mi okumuyorum yoksa kadın yazarlarımız mı az? damızlık kızın öyküsünü okurken bir kadın kendini tüm kadınların yerine o kadar güzel koyuyor ki şaşmamak elde değil. kitapta beni rahatsız eden çok bölüm oldu ve bunun nedeni olmasını asla istemediğim gerçeklerin yüzüme çarpmasıydı. bu bir ütopya ya da distopya değil, muhtemel dünyamızdı, günümüzde aşağılanan, doğum makinesi olarak görülen kadınların çokluğu beni kitabın gerçekliğine inandırıyor. kitapta aşağılanan erkekler de görüyoruz sadece kadınlar üzerinden cinsiyetçi bir yaklaşım yok, özgürlükleri kısıtlanan binlerce insan hala nefes almaya devam ediyor, bu aşırı ironik, eminim ki neden hala yaşamaya devam ediyorlar diye sorgulamışsınızdır, size şöyle söyleyeyim intihar etmeleri bile kendi ellerinde değil, bıçak ve kesici aletler bulamıyorlar, istedikleri gibi bir yerlere gidemiyorlar kırmızı kızlarımız.. beni kendi dünyamızla en çok benzer olduğuna inandıran şey şu ki, yaşlı teyzelerimiz kızlarımıza baskı kuruyorlar, en alt tabakada olup, özgürlüğün 'ö' süne bile sahip olmamalarını sineye çekmeleri için vaatlerde bulunuyorlar, bu günümüzde yaşlı teyzelerimizin: 'ne zaman evleneceksin, ne zaman çocuk yapacaksın, yoksa çocuğun olmuyor mu' gibi söylemlerini hatırlattı ister inanalım ister inanmayalım damızlık kızın öyküsü günümüz dünyasıyla iç içe ne yazık ki.....

Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Afa Yayınları · 199211,2bin okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

tutunamayan