Susan dilimizdir konuşan ise mütemadiyen çığlıklar ve sevgi nidaları atan ruhumuzdur. Kitabın adı Suskunlar ama romanın içindeki musiki ve manevi tema hiç adıyla alakası olmadığını gösteriyor. Yegah, Dügah ve Segah adlı bölümleriyle sesin kitabı resmen kendileri. Kitap, yaratılıştan tutun insanın ruhani yapısına kadar bir çok önemli hususu ses teması üzerinden anlatan muazzam bir başyapıt.
Sayın İhsan hocamın yazar kimliğini betimlemek gerekirse benim tabirim örgü ustası olur. Farklı renklerde iplikleri yani karakterleri alıyor ve bunları okura tanıtıyor. Sonra birden başka bir ipliği tanıtmaya başlıyor sonra böyle giderken bir bakmışsınız bütün renkler bir araya gelerek bir kazak oluşturmuş. Hepsi bir bütün parçalarıymış aslında... Farklı karakterleri tek bir temada birden birleştirmesi onun için "Modern Zaman Masal Anlatıcısı" demelerinin en büyük ispatıdır.
Karakterlerin ve olay örgüsünün sizi içine çekerek bulunduğunuz ortamdan koparması yazarın kaleminin ne kadar doludizgin olduğunun en büyük kanıtı.
Mizah, felsefe ve manevi temel taşları üzerine kurulan Suskunlar eserinde, yazar Puslu Kıtalar Atlasın'da zihne dokunmasından sonra ruha dokunuyor.
"Sessizlik bir perdedir. Sessizliği işitebilirsin. 'Es' bile bu perdeye kıyasla, 'ses'tir." diyor kitap da yani susan dilimizdir haykıran ise ruhumuz. Neye inanıyorsanız inanın ruhunuz haykırıyorsa diliniz susuyorsa Suskunlar adlı eseri okuyun. Çünkü ruhlarıyla iletişim kuranlar ancak susarak gerçeği anlatabilirler...