Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

426 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Etkileyici bir kitap
"Bir zamanlar ömür boyu değişmeden kalan bir organ olduğu düşünülen beynin aslında kendini değiştirebildiği, farklı koşullara uyum sağlayabildiği ve sanılanın aksine son derece esnek olduğu kanıtlandı." "Nöroplastisite" denilen bu bilim dalı sayesinde, insanların ilaç tedavisine ve ameliyata başvurmadan beyinlerini değiştirebileceklerine ve geliştirilebileceklerine bu kitaptaki hikâyeler ve deneyler sayesinde inanabiliyoruz. Okuduğunuz her hikâye ve her deney sonrası ağzınızı açık bırakabilecek etkileyici bir kitaptı. Beyni kandırarak (Ramachandran'ın ayna kutusu), yeni şeyler öğrenerek, hayal gücünüzü kullanarak beyninizi nasıl değiştirebileceğinizi, felçli hastaların bile uzuvlarını hareket ettirebilmelerinin mümkün olduğunu ve daha birçok şeyi bu kitabın içine girerek öğrenebilirsiniz 1. Bölümde kendini sürekli düşüyormuş gibi hisseden, bu yüzden de düşen bir kadının (Cheryl) hikâyesi var. Birçok alanda uzmanlaşmış olan Bach-y-Rita sayesinde kadın denge problemini çözüyor. Bach-y-Rita çok sayıda destekçisi olan lokalizasyonizme (beyin karmaşık bir makinedir düşüncesine) itiraz edip beynin plastisite (esnek) olduğunu iddia edenlerden biridir. 2. Bölümde asimetrik bir beyne sahip, hem zeka geriliği hem de müstesna yetenekleri bir arada bulunan Barbara'nın hikâyesi var. Luria isimli bir nöropsikoloğun kitabını ve Rosenzweig isimli bir filozofun makalesini okuduktan sonra beynin değiştirilebileceğini öğreniyor. Kendini dış dünyadan soyutlayıp çok sayıda yorucu haftanın sonunda birçok bozukluğunu ortalama düzeye getiriyor. Ve bir okul açarak başkalarının da iyileşmesini sağlıyor. Barbara öğrenme bozukluğu olan çocukların, sahip oldukları temel sorunu çözebileceklerini gösterdi. Kitabın asıl amacı olan nöroplastisiteyi (beyin esnekliğini) güzel örneklerle kanıtladı. 3. Bölümde beynin plastikliği konusunda dünyanın önde gelen araştırmacısı olan Merzenich'ın yaptığı etkileyici çalışmalar anlatılıyor. Yaptığı çalışmaları okurken ağzınız açık kalabilir. Gerçekten etkileyici bir bölümdü. Merz, beynimizi yeniden yapılandırabileceğimizi çok net bir şekilde kanıtladı. 4. Bölümde konu aşk olsa bile beyinde "kullanmazsan kaybedersin" ilkesinin geçerli olduğundan bahsediyor. Nöroplastisite ilkeleri sorunlu zevkler edinmemizi mümkün kılarken, aynı zamanda yoğun bir tedaviyle yeni ve sağlıklı zevkler edinmemizi, bazen de eski sorunlu zevklerimizden kurtulmamızı sağlar. 5. Bölümde Taub maymunlar üzerinde yaptığı deafferentasyon (duyu sinirlerinin kesilmesi) deneyiyle felçli hastaların uzuvlarını hareket ettirebilmelerinin mümkün olabileceğini gösterdi. Ayrıca Taub, zorlu şartlara ve engellere rağmen bir klinik açıp felçlileri tedavi etti. 6. Bölümde plastisiteyle, Obsesif Kompulfis Bozukluğunun nasıl tedavi edileceği açıklanmış. 7. Bölümde Ramachandran isimli nöroplastisite uzmanının hayalet uzuv sendromu hakkında yaptığı deney anlatılıyor. Hastanın beynini kandırmak için tasarlamış olduğu ayna kutusu ise gerçekten de dahice bir fikirdi. 8. Bölümde TMU'yu (beyin alanını aktive etmek veya onun işlevini engellemek için kullanılıyordu) kullanan ilk kişi Pascual-Leone'nin deneyleri anlatılıyor. Ayrıca düşüncelerimizin, beynimizin maddesel yapısını değiştirebileceği gösterilmiştir. Etkileyici bir bölümdü. Çünkü yalnızca hayal gücümüzü kullanarak beyin anatomimizi değiştirebileceğimiz anlatılıyordu. 9. Bölümde biz bir şeyler öğrenirken bireysel nöronlarımızın yapılarını değiştirdiğini ilk gösteren Kandel'ın deneyleri anlatılıyor. Ayrıca nöroplastik bir tedavi olan psikanaliz hakkında bilgiler içeriyor. Freud'un nöroplastik fikirleri anlatılıyor. 10. Bölümde 90 yaşındaki Dr. Karansky'ın yaşlı olduğu için hayatının giderek yavaşlaması gerektiğine inanmayıp beynini nasıl geliştirdiği anlatılıyor. Ayrıca beyni zinde tutmak için yeni şeyler öğrenmemizin önemine vurgu yapılıyor. 11. Bölümde yazar, beyninin sadece yarısıyla doğmuş bir kadını ziyaret ediyor. Sol yarım küresi olmamasına rağmen, sağ yarım küre eksik olan tarafın görevlerini de üstlenmişti. Bu kadın sayesinde beynin ne denli plastik olabileceğini bir kez daha anlayabiliyoruz. UNUTMAYALIM; EĞER KENDİMİZİ GERÇEKTEN CANLI HİSSETMEK İSTİYORSAK, ÖĞRENMELİYİZ.
Kendini Değiştiren Beyin
Kendini Değiştiren BeyinNorman Doidge · Pegasus Yayınları · 2012113 okunma
·
335 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.