Emre'm YunusYunus'um, Derviş Yunus'um, Şeyh Yunus'um, Emre'm Yunus ama en çok da Bizim Yunus ...
"Dünya kokuyorsun "
Bu cümleyi okuduktan sonra, kitap bitene kadar bu cümle yankılandı zihnimde. Tapduk Emre 'nin Yunus Emre'sine söylediği ilk cümlelerden. Emre'm Yunus dünya kokuyorsa biz kaç km öteden dünya kokuyoruz Allah bilir!
O kadar muhteşem bir kitap ki. Yunus Emre'nin hayatını Molla Kasım'ın yazdıklarından okuyoruz . Fakat Yunus Emre ile sohbet eder gibi. Kitap 3 bölümden oluşuyor. 3 bölümde ayrı bir hüzün ayrı bir incelik. Kitabı okurken bile o sevgi ve hoş görü içini kaplıyor insanın. Tam kızacakken Emre'm Yunus ne demişti diyor insan. Hacı Bektaş Veli'ye "Tebessüm Sultan " , Tapduk Emre'ye "Tapduk Sultanım" , Mevlâna Hazretlerine , "Mevlâna Hüdavendigâr" demesini asla ama asla unutmayacağım.
Tasavvuf ehli insanlar zahirde de batında da birbirini tanırmış. Bunu bir kez daha okuyup şahit oldum. Emre'm Yunus da tıpkı Mevlana gibi hammış,yanmış,pişmiş.
Yıldızım dediği Sitare'sini asla unutmadı ölene dek onun aşkına sadık kaldı ve heybesini hep yanında taşıdı, İbrahim'in vefatı ile evlat acısını çekerken İsmail'in kayboluşu ile de evlat hasreti çekti.
Tapduk Emre'nin vefatı ile ciğeri kavruldu ama o yollarda erenlerden oldu.Buğday için çıktığı yolda derviş oldu, Bizim Yunus oldu. Bize düşen emanetine sahip çıkıp eserlerini okumaktır.
"Bilirim seni yalan dünyasın
Evliyaları alan dünyasın
Kaçan kurtulmaz senin elinden
Demir kafesleri kıran dünyasın
Sevdiğimi aldın beni aldattın
Dönüp gülerek bakan dünyasın
Süleyman tahtı sen viran kıldın
Masumlar boynun büken dünyasın
Felek değirmen çarh urur döner
Onun suyunu savan dünyasın
Yûnus hep sema edip çarh urur
Bizim çarhımız bozan dünyasın "