Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kefenin Cebi Var mı?
Müellif bu başlık altında bir de şunu söylüyor: ’Kefenin cebi yok, dünya malı dünyada kalır.’ tarzındaki, adeta dünyadan kaçışı öğütleyen anlamsız sözler, yerini çalışmaya, üretmeye teşvik eden öğütlere bırakmalıdır.”187 Müellifin, "anlamsız söz” diye nitelemekte hiçbir beis görmediği bu söz, benim penceremden bakıldığında, dünyanın en büyük hikmeti olarak görülmektedir. Böylesine hikmetli bir tesbiti, sadece ve sadece ”Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan” felsefesiyle yaşayan, Islam'ın infak kültüründen hiç mi hiç haberi olmayan insanlar yanlış değerlendirebilirler. Ben biliyorum ki bu kitabın müellifi kesinlikle onlardan değildir. Ama ne talihsizliktir ki, bu değerlendirme onun kitabında yer almış, bana da bu duruma bir açıklama getirmek düşmüştür. İnfak kültürüyle yetişen dindar nesil içinse bu çok büyük bir söz, çok anlamlı bir hikmet, hayatın rotasını belirlemede, insan denen varlığa en büyük yardımı ve desteği sağlayan çok değerli bir tesbittir. Zira bu sözün açılımı ve bağrında barındırdığı hakikat, mümin toplumun muhtelif kesimleri için şudur: Halk için ”Ne verirsen elinle, o gider seninle” dir. Ve izahtan Vârestedir ki, daha yaşıyorken ”canın yongası” mesabesindeki ”mal”dan vazgeçebilmek, karşılıksız olarak, sırf Allah rızası için verebilmektir. Bir başka ifade ile hayır ve hasenat yapmayı evlatlarından, yani mirasçılarından beklemek yerine işini eliyle görmektir. Evliyaullah/Ehlullah için: ”Ölümün sizin için daha sevimli hale gelmesini istiyorsanız, gideceğiniz yere önceden biraz mal gönderiniz. Zira insan malının ardı sıra gitmeyi sever." anlayışıdır. Aslında her ikisi de aynı kapıya çıkar fakat her kesim, kendi kültür ve birikim dünyasının diliyle bu hakikatlere ulaşmışlar ve ifade etmişlerdir. Nihai tahlilde ”kefenin cebi yok” hikmeti, kesinlikle ”tembelliği” davet etmez. Aksini iddia eden varsa, lütfen, dünyanın en büyük medeniyeti olduğunda hiç kimsenin aykırı ses çıkarmadığı ”Vakıf Medeniyeti"mizi nasıl açıklayabileceğini söylesin. Böyle bir medeniyet, kendi karnını doyurmaktan ve ihtiyaçlarını karşılamaktan bile aciz zavallı, miskin, fakir ve garip insanların kurabileceği bir medeniyet olabilir mi? Evet, halk olsun, münevver olsun, her mümin bilmektedir ki: ”Sizin elinizdeki (dünya malı) tükenir. Allah katındaki (rahmet) ise bak’idir, (tükenmez). Elbette sabırlı davrananlara, yapmakta olduklarının en güzelier mükafatlarını vereceğiz."188 ayet-i kerimesi hem bir uyarı, hem de ilahî bir taahhüttür. Tabir caiz ise bu ayetin aktüel anlamı: ”Dünya bankalarına yaptığınız yatırımlar talan edilebilir, batabilir; ama Allah’ın bankasına tevdi ettiğiniz mevduat ise, batmak bir yana, en az bire yediyüz karşılığında size geri döner." demektir. Bu manayı doğru ve güzel anlayan Allah dostlarından biri, çok kıymetli bir malım, değerinin iki katı bedel ödeyenlere bile vermemiş ve: ”Ben bunu daha yüksek bir bedelle satacağım” demiş, ardından da: ”Allah bu mala yedi yüz katı bedel vaad etmektedir.” diyerek Allah için infak etmiştir. İşte efendim, ”infak” imanıyla ve ”îsâr”189 ahlakıyla yetişmiş olanların kültür dünyasında, inanç âleminde, felsefi yaklaşımında ve dünya telakkisinde ””Kefenin cebi yok, dünya malı dünyada kalır.” hikmetli sözünün anlamı budur. Eminim ki bunu başka türlü anlayanlar bu imandan ve ahlaktan yeterince nasibi olmayanlardır.
Sayfa 115Kitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.