-romanlarından evvel iyi ki denemelerini okuduğum- hasan ali toptaş kitabı. borges, aynalar, tanpınar ve daha birçok ortak sesle geldi kitap. sonra kendiliğinden ve leziz bir üslupla, fark edip de kelimelere dökemediğim cümleler [örneğin: "yavaşlığın keyfi neden yitip gitti böyle? ah nerede şimdi geçmişin aylakları"]*, fark etmeyip geç kaldığım bir sürü yazar-kitap; "hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz, yazı hariç"* cümlesini doğrularcasına şaşkınlıktan mest olmuş bir vaziyete sürükledi beni. toptaş okumakta geç kaldığı yazarlara-kitaplara hayıflanıyor birkaç yerde. bense "edebiyatı kavramların içine sıkıştırıp onu bir çeşit kodlanmış araziye dönüştüren bazı anlayışlar"dan* böylesine uzak bir yazardan şimdiye kadarki uzaklığıma hayıflanıyorum.