Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
Anadolu’da dostluk iman için bilinir, Allah için dost olunur. Allah’ın sev dedikleri sevilir, sevme dedikleri sevilmez. Anadolu’da Mecnun’a Allah’ı bulduran Leyla’nın peşine düşülür. * Hayatı güzelleştirenler, görünmeyen dünyanın ışığıyla, görünen dünyaya bakmayı bilen gönül insanlarıdır. Onların dünyasında geceler de gündüzdür. Onlar her şeyi gizleyen geceleri gündüze çevirerek, hiçbir alanda karanlığa yer bırakmazlar. * İnsanlar iyiliklerin peşinden koşmazlarsa, kötülükler insanların peşinden koşarlar. * Edebiyatçılar için yol, hiçbir zaman kalabalıkların yolu olmamıştır. * Edebiyatçılar akıllarıyla düşünürler, gönülleriyle konuşurlar. Onların çift uçlu olan gizemli kalemleri, hem başlarındadır, hem de gönüllerindedir. * İstanbul yalnızca İslam dünyasının değil, bütün dünyanın ateşi sönmeyen ocağı, parlaklığını yitirmeyen yıldızıdır. İstanbul Son Peygamberin duasını almıştır, ezanlarla korunan bir şehirdir. * Anadolu’nun her yerleşim yerinin asmasında, gül dalları, kovanında gül balları ve ağacında gül halleri vardır. Anadolu’da gül olanın aslı güldür. Kutsal kültürün dilleri güldür, özleri güldür, sözleri güldür. Gül güzelliğin aynasıdır. Gülün güzelliği, gül yetiştirenlerin yüzüne yansımıştır. Anadolu insanının düşünce ve eylem dünyası, gül gönüllülerin, gül yüzlülerin dünyasıdır. * Anadolu’nun dostluk pazarında, sevgi alınır, sevgi satılır, sevgiden terazi tutulur, sevgi sevgiyle tartılır, dünya sevgiyle yaşanır kılınır. * Sonsuzluk kervanı; güzellikte yarışanların, kendilerini aşanların, ölümsüzlüğe erenlerin, gerçeğin meşalesini elden ele taşıyanların kervanıdır. * Tarihte dünyayı ellerinde silah taşıyanlar değil, kafalarında düşünce taşıyanlar değiştirmiştir. * İnsanların gönül dünyalarını derinleştirmeden, akıl dünyalarını zenginleştirmek mümkün değildir. * İç dünyaları bir cehennem olanların dış dünyalarının bir cennet olması mümkün değildir. * İç dünyayla dış dünya arasında çatışma olursa iki dünya birden yitirilir. İç dünyalarıyla dış dünyalarını denetim altına almayanlar, dış dünyalarının tutsağı olmaktan kurtulamazlar. * Bilgelerin ülkesi olur, bilginin ülkesi olmaz. * Anlam arayışında edebiyatçıların görevi, zorlaştırmak değil kolaylaştırmak, nefret ettirmek değil sevdirmektir. * Allah’ın sevgisini kazananlar hiçbir dış zenginlikten yoksun olmazlar. Allah’ın sevgisini yitirenler ise hiçbir iç zenginliğe sahip olmazlar. * Savaşların savaşları izlediği bir dünyada, dünyanın hangi ülkesi olursa olsun, bir füzeyle, bir intihar saldırısıyla bir suçsuz insan ölüyorsa; o insanın ölümünden, bütün ülkeler, bütün yönetimler, bütün aydınlar, bütün insanlar sorumludur. Suçsuz insanların ölümüne karşı çıkmayanlar, her gün tekrar tekrar ölürler. * Anadolu’da denildiği gibi “Gözün karnı toktur.” Gözler hiçbir zaman doymazlar. Dünyanın sınırlı kaynakları, herkesin ihtiyaçlarını karşılar ancak kimsenin isteklerini karşılamaz. * Dünyanın her yanında, savaşın bahçelerinde kavga ekilir kavga biçilirken; barışın bahçelerinde sevgi ekilir sevgi biçilir. * Edebiyata yabancılaşanlar, insana yabancılaşır. İnsana yabancılaşanlar, hayata yabancılaşır. Hayata yabancılaşanlar için hem önemini hem anlamını yitirir. * Sözün eri olmayanlar, barışın ereni olamazlar. * Edebiyat eserleri, geçmişte söylenilenleri yaşadıkları toplumdan yola çıkarak, yeni bir dil yeni bir söylem ve yeni bir yorumla söylenmemiş bir biçimde, yeniden söylemek zorundadır. * Edebiyatın amacı hayatı yaşanır kılmak, kolaylaştırmak ve güzelleştirmektir. * Yalnızken yalnız olmadığını bilenler, bir elleriyle gökyüzünden aldıklarını bir elleriyle yeryüzüne verirken hem kendilerini hem de çevrelerini zenginleştirirler. Ölümün hayata vuran gölgesi olan yalnızlığın değerini bilenler hayata anlam kazandırmasını bilirler. İnsan hiçbir zaman dünyada yalnız değildir, kendisine kendisinden daha yakın olan vardır. * Seküler dünyanın karamsarlık bulutlarını, kutsal dünyanın diriltici rüzgarları dağıtacaktır. * Gözü tok olanlar hiçbir zaman yoksul düşmezler. Mükemmelliğin kapısını açan yol haritasını değerlendirmede anahtar kaynak gönül hazineleridir. Gönüllerin hazinelerini değerlendiremeyenler tabiatın hazinelerini de değerlendiremezler. * Cenneti seküler kültürde arayanlar dünyanın gizemli dengesini bozmakla kalmazlar, sınırlı kaynaklarını paylaşmak için birbirleriyle kıran kırana savaşırlar. * Bütün insanlık; kötülüklerden iyiliklere, kötümserliklerden iyimserliklere, açgözlülüklerden tokgözlülüklere hicret etmeyi öğrenmelidir. * Dostlar birbirlerinin düşünen akılları, seven gönülleri, konuşan dilleri ve yazan kalemleridir. Dostlar aralarında konuşur gibi susarlar, susar gibi konuşurlar. * En büyük erdem, vermeyenlere vermek, acımayanlara acımak, sevmeyenleri sevmek, gelmeyenlere gitmektir. * Şiirleri olmayan insanların rüyaları olmaz. * Ölümden sonra kalkışa hazır olmayan edebiyatçılar, ölümden önce edebiyatın hiçbir alanında, diriltici bahar rüzgârları estiremezler. * Düşünce ve eylemin zirveleri, hiçbir zaman iktidarların her yaptıklarının onaylayıcısı olmazlar. Onlar ödün vermeyen tutum ve davranışlarıyla, bütün dünyanın gücünü hiç yitirmeyen yol göstericileri olurlar. * İktidarını paylaşmayanların iktidarları paylaşılır. İktidarın kaynağı adalettir. Adaletin kılıcı iktidarın kılıcından daha keskindir. * Köklü düşünce olmadan, kalıcı eylem olmaz. * İnsanlar iki dünyada da sevdikleriyle beraberdirler. Kendilerine örnek aldıkları, yollarını izledikleriyle ya erdemli olanların ya da tutkularının peşinde koşanların yanında yer alırlar. Her insan, örnek aldığı, kendisi gibi olmak istediği insanlar gibi olur. * Doğal hayatta rüzgârlarla ağaçlar, gövdeleri, dalları ve yapraklarıyla, bütünlüğünü koruyan bir müzik şöleni sunarlar. * Geçmişten geleceğe bakmasını bilen romancılar, geçmişte yazılmaya değer olanları bulurlar, gelecekte okunmaya değer olanları yazarlar. * İki dünyayı bütünleştiren romancılar akıllarıyla geçmişi görürler, gönülleriyle geleceği anlatırlar. * Kuruluşların yöneticileri, ölümden sonra kalkışta kendilerine satışları ne kadar artırdıkları sorulacakmış gibi, tüketimi artırmak için her yolu mubah görmektedirler. * Aydınlar insanda toplumu, toplumda insanı görürler, konuşulacak yerde susmazlar, susulacak yerde konuşmazlar. Onlar fırtınasız denizlerdeki gemilerin değil, fırtınalı denizlerdeki gemilerin kaptanlarıdır. Onların eylem topraklarına, savaş ekilip biçilmez, barış ekilir hayat verilir. * Hayat bütün alanlarıyla, insanı insandan nefret ettirenlerle değil, insanı insana sevdirenlerle yaşanır kılınır. * Doğal hayat yalındır. Yalınlık olmadan derinlik, derinlik olmadan zenginlik olmaz. İnsan yalınlığı kadar zengindir.
Düşünceyi Eylem İçin Bilmek
Düşünceyi Eylem İçin BilmekErsin Nazif Gürdoğan · İz Yayıncılık · 20181 okunma
··
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.