Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

542 syf.
10/10 puan verdi
Dikkat! Kapitalizm tarafından bir şizofrene dönüştürülmüş olabilirsiniz...
Deleuze ve Guattari'nin kaleminden öyle bir kitap yazılmış ki bugüne değin nasıl bunu okumadım diye yakınmadım değil. Dili genel hatlarıyla ne kadar akademik bir dil olsa da pek zorlandığımı söyleyemem. Konu bağlamında fazlaca metin ve kuramlar okumuş olmamın şansını yaşadım kitap özelinde. Tabi Deleuze ve Guattari'yi ilk defa okuyacaklar için aşılması zor dağ gibi büyüyecektir baştan söyleyeyim kitap analizine girişmeden önce. Kapitalizm, kendi değiştirdiği şartlar sonucunda kendini yeniden tasarlama noktasında diğer sistemlere göre çok daha başarılıdır. Kapitalizm'de egemen bir kod yoktur. Bu kodun olmayışı sonucunda mikro-toplumsal yapılara ulaşmaya çalışmaktadır. Kapitalist sınıf, psikanaliz yoluyla insanların (haliyle toplumların) hafızalarını egemenlik altına alma, kontrol etme çabası içerisindedir. Ego dediğimiz şey* hepimizin, farkında olmaksızın kapitalist küreselleşmenin bünyemizde yerleştirdiği kapitalizm fidanını beslemeye hizmet eden bir ajan gibidir. Bu yapıtında Deleuze ve Guattari marksist bir bakış açısıyla hem kapitalist devlet çözümlemesini yapmış hem de kapitalist olan devleti, kapitalizmin oluş felsefesinde çok önemli bir noktaya koymaktadırlar. Kapitalizmin egemen olduğu sistemde insanlar ileri derecede tüketen ve tükettiğinin farkında bile olmayan canlılar olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda kapitalizme bedensel obezite tasarımı da diyebiliriz. Kapitalizm, ortaya çıkardığı tüketim kültürü sayesinde insanları bilinçsizce tüketime yönelten ve bu şekilde şizofrenler üreten bir sistemdir der Deleuze ve Guattari. O kadar doğru ki bu tespit, sistemin istediği insan profili aslında bir şizofrenden başkası değildir. Deleuze ve Guattari bu ana tespit etrafında kitabı şekillendirirken bir ayndan analizini yaptıkları kapitalizmi, psikanaliz ile ilişkilendirmiş ve anti-psikanaliz modeli üretmişlerdir. Buna göre, dilimize kazandırdıkları terim ise Şizoanaliz olmuştur. Şizoanaliz özünde bir psikanaliz eleştirisidir. Psikanalizin birçok hipotezini tartışmaya açmıştır. Bilinçdışı da bunlardan en belirgin olanıdır. -ki burada çok net bir Freud eleştirisi mevcut. Psikanalitik bilinçdışından şizoanalitik bilinçdışına geçiş yapılmıştır. Psikanalitik bilinçdışını Freud'un döneminde geçerliliği olan ve artık günümüz insanının tanımlanmasında yetersiz kalan bir alan olarak görmekteler. Deleuze ve Guattari Anti-Oedipus içerisinde şizoanalizin niteliği ve sorumluluğu “yıkım” olarak tespit ederler. Şizoanaliz her şeyden önce tamamen bir yıkımı ortaya çıkarır. Kapitalist düzenin ne kadar egemen olduğu değerler bütünü varsa bu değerler bütününün oluşturduğu ahlaki ağa saldırır şizoanaliz. Özellikle arzulamak üzerinden yapılan tespitleri gönül ister ki tek tek paylaşayım ama analizi boğmak istemiyorum. Kapitalist ahlakçılık insan bilincinin yaşayabileceği en büyük yıkımdır zaten der. Bu nokta dönüp dolaşıp yine Nietzsche'nin haklılığına ulaşılmış olması bu fırça bıyıklı amcamızı bir kez daha yad etmemize sebep oluyor. Kitap tam anlamıyla muazzam bir başyapıt.
Anti-Ödipus
Anti-ÖdipusGilles Deleuze · Bilim ve Sosyalizm Yayınları · 201294 okunma
··
554 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.