Hasan Ali Toptaş'ın ilk okuduğum eseri Heba romanıydı ,ilk başta üslubunu çözmekte zorlansam da sayfalar ilerledikçe kitabı merakla okudum ,bittiğinde etkilendiğimi fark ettim . Yazarın üslubu farklıydı ve bu farklılık beni cezbetti . Bir arkadaşım yazarın özellikle Kuşlar Yasına Gider adlı romanını okumamı tavsiye etti . Hatta yazarın en anlaşılır kitabı olduğunu öncelikle bu kitabı okumak gerektiğini de belirtti .
Kuşlar Yasına Gider kitabına tavsiyeyle başladım ve aldığım en güzel kitap tavsiyelerinden biri oldu .
Eser Baba-oğul ilişkisi üzerinden ilerliyor ,özellikle ilişki dedim çünkü bu ilişkide oğlun babaya karşı öfkesi ,nefreti yok bilakis sevgisi ,saygısı en önemlisi vefa duygusu var . Edebiyat dünyasında Baba ve oğul arasında genellikle çekismeler , çatışmalar ,mucadeleler anlatılırken (Örneğin Turganyev/Babalar ve Oğullar , Orhan Pamuk / Kırmızı Saçlı Kadın )Toptaş kahramanlarını farklı açıdan değerlendirmiş . Bu farklı açı esere hem farklılık hem de değer katıyor .
Çok sıradan bir öyküsü var eserin . Hepimizin yaşadığı ya da şahit olduğu bir Anadolu ailesinin hikayesi . Bu öyküyü farklı kılan ise yazarın üslubu ve samimiyeti.
Yazar eserlerinin otobiyografik özellikler taşıdığı iddialarindan o kadar sıkılmış olacak ki bu eserinde öyle bir göndermede bulunuyor ki gerçekten kalemini kılıç olarak kullanıyor adeta.
Yazarın eserlerinde vazgeçemediği fantastik unsurlar bu eserinde de mevcut. Gerçek ve gerçek üstü unsurları harmanlama kabiliyeti de takdire şayan.
Son olarak eserde kahramanın memlekete gidiş dönüşlerinde arabasında ona eşlik eden türküler derlenerek Youtube'ye video olarak yüklenmiş ,merak edenlere tavsiyemdir .Bu türkülerden biri de kitaba da adını veren bir Ardahan türküsü:
Bu dağlar kömürdendir
Geçen gün ömürdendir
Feleğin bir kuşu var
Pençesi demirdendir
Hadi leyli leylanı
Mevlam yazmış fermanı
Ya al canım kurtulam
Ya ver dere dermanı
Bu yol Pasin’e gider
Döner tersine gider
Şurda bir garip ölmüş
"KUŞLAR YASINA GİDER"