Çocukluğumun karasını getirin bana diyerek
Ağıt yakıyordu beyaz çarşafların gerdek sonrası gecelerine...
Her akşam böyle başlıyordu sessizliğe..
Bir.. İki.. Üç..
Eksik olan ne varsa artıyordu zihninde..
Tamamlanamayan bir şeyler vardı içinde..
Almışlardı en çocuk karası gözlerini yaşamından belki de..
Bir fahişenin elinden tutarken demlemişti çayını adamların gövdesine..
Ağır geliyordu yaşamadan ölmek ve ölüme doğru yaşamayı öğrenmek..
Hala elinde aynı bardak ve aynı ruj izi..
Zaman ya duruyordu öylece ya da
Öyle bir zaman yoktu bu şehirde..
Ağzını açamamıştı bir keresinde..
Yediği dayaklar ki tek kelime..
Ben yapmadım dese de..
Bir gülü sattı işte..
Sonrasında bitmedi işkence. Üzerine atılan onca bombaların arasında uğradı tacize..
Annesinin yan odadan gelen sesine kulak verdi sadece..
Babalarsa çoktan toprak oldu kan içinde..
Ardından bir bebek yine annesine hamile..
Ne susuyorsun sen de kahpece söylesene
Yaşanmamış ne çok şey var içimizde..
EylemMm..