Nerede şimdi at, nerede süvari?
Nerede çalınan borular?
Nerede zırh ve miğfer, nerede uçuşan saçlar?
Nerede harpın teline dokunan el,
nerede yanan kızıl ateş?
Nerede bahar, nerede hasat, nerede uzayıp giden başaklar?
Gelip geçti hepsi, dağdaki yağmur,
kırdaki yel gibi;
Batı'da günler tepelerin gerisindeki
gölgeler içinde kaybolup gitti.
Kim toplayacak şimdi kuru ağacın dumanını?
Kim görecek Deniz'den dönüp gelen,
akan yılları?
"Böyle söylemiş unutulmuş bir şair yıllar önce Rohan'da.