Gönderi

143 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 2 hours
Merhaba herkes! Nasılsınız, var mı bir değişiklik? Bugün size çok değişik bir kitap incelemesiyle geldim. Böyle cüretkar isimli bir kitap okuyunca inceleme de hayli cüretkar olmalı diye düşünüyorum. Kiminiz kitap ismini duyunca hemen tüydünüz, kiminiz tövbe estağfurullah deyip okumaya devam ediyorsunuz. Kiminiz de gerçekten söyleyeceğimi merak
Vajina Monologları
Vajina MonologlarıEve Ensler · Miron Yayınları · 2002212 okunma
··
760 views
Ömer okurunun profil resmi
Alışık olmadığım türde bir kitaba alışık olmadığım bir inceleme. Sanıyorum ki bu hususlardaki cehaletimi görmüş oldum. Kalemine sağlık. Teşekkür ederim, Diana. Eğer PDF'i varsa gönderebilir misin?
diana okurunun profil resmi
Rica ederim. Cehalet... tam bunu demem senin için gerçekten çünkü hepimiz benzer durumlardan geçtik ve geçiyoruz. Bekaret kanının deli dolu akması inancı toplumda niye yaygın? Evlilik öncesi ilişki yaşanmasın diye. Bunu devlet politikası (siyaset) , ahlak ve aile kurumları açısından değerlendirebiliriz ama mesele şu; toplum bazı şeyleri engellemek için kendi içinde önlemler alıyor. Doğru ya da yanlış diyemeyiz bu da bunun sonucu. (Pdf’i hemen yolluyorum)
1 next answer
Sâki okurunun profil resmi
"Eğitim şart" diyordu ya Cem Yılmaz.. O kadar çok konu var ki bu "şart" ı sağlamayan. Sağlıklı kişilik geliştirmeyip lgbt dediğimiz topluluğa katılan insanlar ya da o bahsettiğiniz vajinusmus durumları. Birileri Sigmund Freud sapık derken, ne dediğini anlama zahmetine bile girmemiş. Bir sürü örnek verilebilir. Ama ben özellikle bu cüretkar konuyu bu kadar yararlı bir incelemeyle sunduğunuz için sizi tebrik ediyorum. Bizler her alanda çok çok iyi eğitimler almış insanlar değiliz. Bu yüzen okuyoruz, bu yüzden buradayız. İyi ki burası, iyi ki kitaplar ve iyi ki sizin gibi okuduğunu anlayan insanlar var. Elinize sağlık.
Bu yorum görüntülenemiyor
Hades okurunun profil resmi
Geleneksel toplum namus çerçevesinde kadın bedenini yok sayıyor, modern toplum ise hedonizm çerçevesinde yeniden tanımlıyor. Modern toplumda kadının kendi bedeni üzerinde inisiyatif alması olumlu bir gelişme olsa bile, bu defa da kadın cinselliğinin sunulma biçimleri kadını değersizleştirmeye itiyor; bu yüzden geleneksel toplum cinselliği tabu olarak nitelerken modern toplumun cinsel özgürlüğe vurgu yapması arasında temelde hiçbir fark göremiyorum çünkü ikisinin de nihai amacı kadını kendi bedenine yabancılaştırmaktır. Bu açıdan cinsel kısıtlama her ne kadar bir tabu ise sınırları çizilemeyen cinsel özgürlük de o derece kadını değersizleştiren, tam da kadından yapması beklenilen bir şeydir. Çünkü hem cinselliğin tabu olması hem de özgür olması nihayetinde yine kadının kendisine döner ve kadın üzerindeki tahakkümü güçlendirir. İki anlayışın da varacağı son nokta travmatiktir. Foucault, bedenlerimizi değerlendirme sürecimizin tamamen toplumsal olduğunu savunur. Ona göre, cinsellik tarihsel olarak biçimlenmiş ve toplumsal olarak kurgulanmıştır. Günümüz örneğinde bu toplumsal yapıyı "tüketim" olarak nitelendirmek absürtlük olmaz. Tüketimin temel çelişkisi ise tatmin ve tatminsizlik arasında gidip gelmesidir. Bu açıdan kadının, kendi cinselliğini bir ihtiyaç şeklinde tamamlaması/tamamlamaması şeklindeki marjinal iki düzlemin ucunda yer alması sonuç olarak kadının kendi bedenine yabancılaşmasına yol açar. Geçmiş zamanlarda erotizm bir günah olarak tanımlanırken günümüzde ise bir saplantı haline gelmiştir. Cinsel zevkin hiç yaşanmaması ile daha büyük boyutta yaşanması birbirlerine ters düşerek veya karşı karşıya gelerek, birbirlerini kapsayacak şekilde birbirlerine karışıyor, farkında değil misiniz? Böylece cinsellik gerçek olmaktan çıkıp kurgusal bir olgu halini alıyor. Bu kurgusallık sadece insan bedenini taklit etmekle kalmıyor aynı zamanda insan bedenini birer nesneye dönüştürerek, o nesneden alınan zevki de kurgusal hale getiriyor; böylece kadın, modern toplumların önemli bir tüketim nesnesi haline getirilmiş oluyor. Bu nesne halinin, geleneksel toplumda “erkeğin malı olan kadının” nesneleştirilmesinden nasıl bir farkı var? Birinde kadın tek bir erkeğin nesnesi haline gelirken diğerinde toplumun birer nesnesi halini alıyor ama sonuç olarak nesnedir. Nesnelerin kendileri hakkında fikirleri olmadığını bildiğimize göre, kadınların kendi bedenleri ve onun kullanımı hakkında da herhangi bir fikirleri yoktur; halbuki kadın kimliği ve kadın bedeni nesne olmamalıdır, özne olmalıdır. Geleneksel toplumda kadın özgür değilken, modern toplumda özgür müdür pekala; hiç sanmıyorum. Kadın kimliği ile cinsel kısıtlama ve cinsel özgürleşme karıştırılarak kadın, etkisiz eleman haline getirilmektedir. Bazı feministlere göre, cinsel özgürlük kadınlar için bir tuzaktır ve erkeğin işine yaradığını savunurlar çünkü onlara göre mevcut durumda tüketimci cinsellik söz konusudur. Gerçekten de önceden kadın bedeni kirli bir günah olarak tanımlanırken, şimdi ise derhal tüketime sunulması gereken nesne halini almıştır. Böylece kadın bedeni tüketilebilen, ticareti yapılabilen bir endüstrileşmeye endekslenmiştir; bu nedenle cinselliğin ölçüsüzce özgürleşmesini geleneksel tabuları yıkmak şeklinde değerlendirmek üstünkörü bir anlayışın ürünüdür. Nihayetinde kadın bedenine ve cinselliğine yabancılaşma sadece tasarruf çerçevesinde değil tüketim çerçevesinde de değerlendirilmesi gereken kaotik bir durumdur. Kendi bedeninden bihaber kadınlar ile kodlanmış bedenini çok iyi bilen kadınlar kendileri gibi olamazlar; kendileri gibi olamayan kadınların ise kendilerini bilmeleri mümkün değildir. Diğer taraftan, kendi bedenini tabu olarak gören kadınla, kendi bedenini nesne olarak gören kadın arasındaki uçurumda kaybolan makul bir erkek nesli… Yok mu yahu şunun bir orta yolu?
diana okurunun profil resmi
Giddens, Bourdieu, Focu... hepsi aslında beden sosyolojisini bir yerde çok iyi anlatmışlar ama kadın öyle bir yerde ki, kendi için iyi olanın kararı bile kendisinde değil. Sistemin içinde savruluyor. Bu kitabı yazan kadın için de, yaptığı şey cesaret ister evet ama niye bu kadın çıkıp anlattı, niye bu yetkinliği gördü ve niye bir erkek çıkıp konuşmadı? Bu tarz reaksiyonlar da sanki ‘eksikliği’ ve ‘kusuru’ kabullenmeye yönelik gönderilen mesajlar mı? Bu konu günlerce konuşulur, katkıların için çok teşekkür ederim.💫
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.