Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
"Ben bir insandım." Bir cümlenin günlerce beynimin içinde şimşek gibi çakacağını pek ummuyordum. İnsan ne kadar tuhaf bir varlık. Hem en aciz hem en gaddar hem en iyi hem en kötü. Ve burası Türkiye. Dile gelse haritada fındık kadar gözüken ülke tüm dünyayı eritirdi yaşanılan zulümlerle. Yezidi değil Ezidi. Zulüm görmüş Ezidi insanları. Bir yanda Irak Şam İslam Devleti adı altında bir yapı diğer yanda müslüman düşmanı haçlı faşistler. Keşke diyorum dünya kıtalara ayrılmasaydı. O zaman sever miydi insanlar birbirini. Keşke Amerika silah ticareti üretimi yapmasaydı. Sözde islam düşkünleri sırf müslüman değil diye gencecik kızlara tecavüz edip, kafa kesmeselerdi. Tecavüzün, katlin meşrulaştırıldığı bir din varsa yeryüzünde ben en büyük dinsizim. Çok güzel bir söz var kitapta. "İnsanlar bunca acı çekerken, İstanbul'da en iyi suşinin nerde yenilebileceğini konuşanlara dayanamıyorum." Çünkü ben insanım kendimden başkasını düşünmem. Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncıyım. Ben her zaman sağlıklı ve rahat yaşayacakmış gibi bir insana yapılan zulmü önemsemem. Beni çok düşündürdü Zülfü Livaneli. Okurken bile tüylerim diken diken olurken yaşamanın ağırlığını hangi ölçü tartabilir? İnsanlar neye inanıyorsa inansın, hatta ön yargılarına yenik düşüp yaptıkları gibi ezidiler için şeytana tapan desinler varsın şeytana tapan olsunlar. Katil her yerde katildir. Bununla ilgili güzel söz de kitapta: "Katil olduktan sonra ha haç takmışsın boynuna, ha hilal, ne farkı var birbirinden." Meleknaz gibi onlarcası var. Ama kötü yazılı Hüseyin gibi merhametlisi ne yazık ki o kadar yok.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.2k okunma
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.