"Arkamızda bir çatırtı. Dönüp baktık, Nurefşan. Yaklaşmaya cesaret edemiyor gibi.
Nüzhet sordu:
-Ne var, Nurefşan?
-Hanımefendi; 'Nüzhet artık yatsın,' diyor.
-Geliyorum.
Kalktık. Nüzhet kulağıma söylendi: 'Şu anneme de uyku verici bir roman getirsen de daha uzun konuşsak!'
Her bedbaht (Talihi kötü olan) gibi ben de bu basit nüktede (espri de) bile bir merhametten, bir teselliden şüphe ettim: Kendi kendime güvenimi o kadar kaybetmiştim."
Not: Parantez içleri orijinal metinde dipnot olarak verilmiş.