Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

744 syf.
9/10 puan verdi
"Yazmasam deli olacaktım" -Sait Faik-
1950 sonlarından başlayan ve civcivli dönemleri taa içinden anlatan ve 27 Mayıs 1960'ta son bulan bir DÖNEM ROMANI okudum. Genel olarak Günsel ve Kenan ana karakterleri etrafında, iç monolog tarzında, 4 bölümden oluşan ve ilk iki kısmı daha çok magazinsel ;) son iki kısımsa siyasi olayların da artmasıyla  dönemin devlet büyüklerinin isimlerini daha sık duyduğumuz, askerin, polisin daha aktif olduğu su gibi akıp giden, şu zor günlerde kafanızı oldukça meşgul edecek bir kitap Bir Gün Tek Başına.    Bu tarz dönem romanlarını okurken dönem hakkında çok bilgi sahibi olunmadığında, olay örgüsü ne kadar içine çekse de okuyucuyu, bir noktadan sonrası için romanın dışında kalmak kaçınılmazdır. Bu yüzden belki de ilk kez bir dönem romanı okurken doğru bir şey yaptım. Demirkırat Belgeseliyle birlikte ilerledim. Gerek dönemin gerekse olayların anlaşılması adına şahsen faydasını gördüğüm için tavsiye etmekte sakınca görmüyorum.   Biraz daha duygusal ağırlıklı bir 'iç döküş' olacak bu yazı, siyasi olaylara çok girmek istemiyorum kaldı ki o şekilde yazılmış çok güzel bir inceleme zaten halihazırda mevcut.   Evli ve bir çocuk sahibi olan Kenan'ın kendisinden yirmi iki yaş küçük üniversite öğrencisi Günsel ile yaşadığı aşk oluşturuyor ana konuyu. Başarılı bir dönem romanı olarak nitelendirilme sebebi ise Günsel'in o dönemde üniversite öğrencisi olmasından kaynaklanıyor zira devrimci kimliği ile yapılan bütün eylemler, toplantılar, yürüyüşler, karakol boyutu, orduyla çatışma... Hepsini apaçık birinci kişinin ağzından sunuyor okuyucuya.      Kenan'ın yaşadığı karakter çatışması ve geçmişte yaptığı hataları, daha doğrusu korkusundan yapamadıkları aile sorunlarına neden oluyor, onu deliler gibi seven Nerminden uzaklaşıyor. Asıl amacı kendinden kaçmak ya...   Başaramıyor.  Hayatta pek bir şey başaramış, korkunun arkasında ezilmiş kalmış, kör gururunu ayakta tutmaya çalışarak herkesi hor gören zayıf bir karakter. Neden zayıf olduğu kitabın sonunda net bir şekilde görülüyor.  Korkularından korkan bir insan Kenan. Zaten hep öyle değil midir? Korkusuzluğunu 'tanıtlama' çabası içinde değil midir en korkaklarımız?  Korkusuz gördüğü Günsel'e adıyor kendini, tapıyor adeta. Bu kez de onu kaybetmekten korkuyor ölesiye. Eleştirdiği ne varsa yapmış ve bunu meşrulaştırmak adına herkeste kusur bulmuş. Ulan insanoğlu! Hep mi aynıyız! Günsel... Özgüvenli, kararlı, ne yaptığını bilen, herkesçe sevilen sayılan, her zaman en önde yürüyenlerden... Güzelliği ile kolaylıkla dikkat çeken bir karakter. Evli- çocuklu, babası sayılacak yaşta adamla aşk yaşamayı devrimci ruhuyla bağdaştırıp sana da böylesi yakışırdı ancak, diyor kendi kendine..  Hayatının en büyük pişmanlığını yaşayacağını nerden bilebilirdin ki?    "Bağışlamayacağım.. Senin başın üstüne yemin ederim ki bağışlamayacağım seni!.." Bedelinin bu olacağını bilsen dinler miydin aynı kutsal değerler için saf tuttuğun yol arkadaşlarını? Sana da kızamıyor insan...   Öyle bir hayat ki, neye inanmaktan korksak bütün işaretler onun doğruluğunu gösteriyor sanki... Etrafımızda yanlış giden bişeyler varsa  bizde de birtakım yanlışlar olduğu içindir muhakkak. Sevgili Nermin, Baştan sona yaşadıklarını düşünüyorum da... Mükemmel bir annesin. Harika bir eşsin. Ama unuttuğun bir şey var. Sen de insansın. Sen de gülmelisin, sen de gezmeli, hayatını yaşamalısın. Kocan olacak o itten ibaret değil dünyan. Biliyorsun, biz kadınlar fizyolojimiz gereği anaç bir yapıya sahibiz. Kıymet verdiğimiz insanları anaç tavrımızla benimser, yanlışları görmezden gelip doğruları göstermeye çalışır, onlar üzülmesin isteriz. Onlar mutlu olsun isteriz, hoş yine de kimseyi memnun da edemeyiz ya.. Çabalarız.. Sonra da çocuğun yaşındaki bir kadınla aldatır seni.. Hiç birini hak etmedim dersin, ağlarsın, sızlarsın..Yine de asla bırakmam seni dersin. Gururunu daha önce defalarca yok saymışsındır zaten, yine yok saymaya hazırsındır.     YANLIŞ! Sen bunların hepsini HAK ETTİN. Sen kendine değer vermedin Nermin. Her şeyinle ona tam bir teslimiyet gösterdin. Ondan gelecek her şey kabulündü. Gerçekler yüzüne tokat, tekme, yumruk olarak indiğinde de değişmedi ne yazık ki bu... KOŞULSUZ SADAKAT ! Karşılığı mı?  "Ağlarsa ağlasın"!!! Nermin nasıl olsa cepte! İlk yenilgisinde yine sana dönmedi mi? Erkek zihniyeti ne kadar kötü. Çünkü biliyor onu asla bırakamayacağını. O seni hiç hak etmedi, orası ayrı.. Ama sen bunların hepsini hak ettin kalbi güzel insan. Hepimiz hak ettik. Onlar için kendimizden verdikçe de bunları yaşamaya devam edeceğiz. Bizi üzen, bizden sürekli alan, bizi değersiz hissettiren ilişkileri ayakta tutmak için tek taraflı çaba göstermenin hiçbir anlamı yok güzel Nermin.. İnsan gerektiğinde gitmeyi de bilmeli canım Nermin. Artık değişmenin vakti gelmedi mi?
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Everest Yayınları · 20145,2bin okunma
··
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.