Tarih romanlarını Iskender Pala ile sevdim desem dogru söylemiş olurum. Tarihi günümüzle o kadar güzel harmanlıyor ki anlamamak mümkün değil. Yazarımızın amacı ise şu; zengin tarihimizden ders alıp,geçmişte yapılan hatalara düşmemek. M.Ö 580 yıllarında Lidya ,1980 yıllarında Türkiye.Benzer olaylar, benzer insanlar ,aynı kavgalar,aynı ihtiraslar ve aşklar...Aslında hiç bir şey degişmiyor.Sadece değişen ve ilerleyen zaman..Zaman ne kadar ilerlerse ilerlesin,teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin bizi yine tarihimiz aydınlatıyor. Lidyalı Aslan Kral zenginliğine çok güvenir.Bir ülkeyi ölümsüzleştirecek olan unsurun o ülkenin kültürü olduğunu söyleyen Bilge Solon'a inanmaz.Fakat Bilge Solon'un ne demek istediğini er ya da geç anlayacaktır. Halludas,Mehte ve Kufu adındakı üc yakın arkadaş aynı kıza ,Edusa'ya, aşık olurlar.Bu aşk ile imtihanları nasıl olacaktır? Ve o zaman da var olan para hırsı,zenginlik sevdası..Ihtirastan ve hırstan dolayı yitip giden bir hayat ve geç gelen adalet nelere mal olacaktir?Ve yüzyıllar sonra aynı hikaye ,aynı yerde ve aynı sekilde yine gercekleşir..Halludas' ı Sadullah, Mehte'yi Ethem, Kufu'yu ise Ufuk temsil eder. Aşık oldukları kiz ise Asude'dir. Tarih tekerrürden ibarettir fakat yaşanan olaylardan da ders alınmalıdır. Bir millet kültürüyle,sanatıyla millettir.Kültürsüz ve sanatsız bir millet ne kadar zengin olursa olsun yok olmaya mahkumdur.Tıpkı Lidya Krallığı gibi..Romanda da adalet yine sanatın masumiyeti ile sağlanacaktır. Geç gelse de.. Keyifle okudum,okuduklarımı sindirdikten sonra kendimce anlattım.Umarım faydalı olabilmişimdir. Iyi okumalar dilerim.

Karun ve Anarşistİskender Pala · Kapı Yayınları · 20175,3bin okunma

·

17 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gözde Dilli