Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

880 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Stephen King'in destansı yapıtı Kara Kule'nin yedinci ve son hikâyesi "Kule". Ve öykümüz kaldığı yerden tüm hızıyla sona doğru ilerlemekte. Peder Callahan'ın kan emici insan avcısı vampirlerle "gerçek hayattaki" karşılaşması bu sefer nasıl sonuçlanacak acaba? Susannah-Mio'nun bebeğinin akıbeti ne olacak? Yine King'in SO(Sadık Okur)larını heyecanlandıran ve bellek odalarında gezintiye çıkaran göndermelerle renklenen sayfalar çıkıyor karşımıza. Söz gelimi, göl kenarındaki Cara Laughs (Sara Laughs değil!) isimli yazlık ev ile Kemik Torbası, her yirmi dört (yirmi yedi değil!) yılda bir tekrarlanan çocukların kaçırılarak beyinlerinin boşaltıldığı Calla Bryn Sturgis (Derry değil!) kasabası ile O, robot Nigel'ın birdenbire dillendirdiği Greg Stillson ile Çağrı, 1999 yılıyla direkt bağlantısıyla ve unutulmaz karakterleri Ted Brautigan (kendisi en sevdiğim King karakterlerinden biridir) ve Ted'in Jake'e aşırı derecede benzettiği Bobby Garfield ile Maça Kızı, mezuniyet balosunun berbat olduğu, bir diyalogda şöyle bir hatırlatılan Carrie ve elbette Kara Kule serisinin anahtar kitabı olan Uykusuzluk! Ted'in Maça Kızı romanında yakalanıp hikâyeden hüzünlü bir şekilde ayrılmasından yıllar sonra Kule'deki Mavi Cennet'te karşılaşmak ve öyküde aktif bir rol aldığını görmek hepimiz için güzel bir sürpriz oldu açıkçası. Maça Kızı romanındaki Ted Brautigan, Korku Ağı romanındaki Don Callahan'ın bir başka dünyadaki yansıması mıydı? King'in kitaplarında imkânsız hariç her şey olasıdır. Bebek Mordred'in dev bir örümceğe dönüşerek önüne çıkan her canlıyı yemesi ile O arasındaki bağlantı, mitolojik masallardan fırlamış hissi veren hayvan başlı, yarı insan vücutlu Taheen'ler, ağına düşürdüğü kurbanlarının neşeleri ve kahkahalarıyla beslenen Joe Collins isimli dehşet verici yaratık ile adrenalin ve heyecanın zirvesine çıkarıyor okurları yazarımız. Her biri birer tablo niteliğinde olan resimler, ciddi anlamda kitaba çok güzel bir renk vermiş. Sayfalar ilerledikçe on dokuz ve doksan dokuzun sırrı nihayet çözülüyor. Cevabı kitabın içinde tabii ki. Stephen King'e çarpıp ağır denebilecek şekilde yaralayan ve burada açıklayamayacağım fakat sadece hikâye ile ilgili çok daha kötü sonuçlara yol açtığını belirtebileceğim adamın, King ile kaza sonrası Kujo ve O üzerine yaptığı minik sohbet ile yine kütüphanemize bir selam vermiş oluyoruz. King'in tüm yapıtlarının özü, hemen hemen her kitabına açık veya gizli göndermelerle dolu Kara Kule serisinin son kitabı Kule için bitiş kitabı olmasının verdiği rahatlıkla birlikte, hikâyelerde gizli ve yarım kalmış sırların açığa çıkmasının yanı sıra bütün taşların yerine oturduğu, aklımızdaki tüm soru işaretlerinin yanıtının verildiği, hacimli olmasına rağmen diğer kitaplara nazaran daha akıcı bir şekilde okunan ve sürprizlerle dolu bir final kitabı olduğunu söyleyebilirim. Böyle güzel ve efsanevî bir destanla bizleri tanıştırdığı için "sai King'e teşekkürler derim". Uzun günler, hoş geceler...
Kule
KuleStephen King · Altın Kitaplar · 2011993 okunma
··
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.