Sabahattin Ali'nin daha önce iki romanını (Kürk Mantolu Madonna ve İçimizdeki Şeytan) okumuştum ancak hiç öyküsünü okumamıştım. Şimdi kendi kendime diyorum ki "Ne kadar çok şey kaçırmışsın!" Sizi de daha fazla bekletmeden, kitabı kendimce incelemeye başlayayım. Kitap üç kısımdan oluşuyor. Birinci kısım genel hikayeler yani biraz daha soyuta kaçabilen, durum hikayesi tadında. Diğer iki kısım ise Anadolu insanı ağırlıklı hikayeler. Hikayelerin içinde çok uzun olan yok, hepsi kısa kısa ve birbirinden bağımsız. Yani, eğer meşgul bir insansanız ve kitap okuyacak vaktim yok diyorsanız, yanınızda bulundurabileceğiniz ve bulduğunuz küçük boşlukları birer hikayeyle doldurabileceğiniz bir kitap. Biraz da içerikten bahsedelim. Birinci kısım o kadar hoş, o kadar güzeldi ki. Anton Çehov'dan hikaye okuyormuşum gibi hissettirdi bana. Ki emin olun benim anlayamadığım daha nice noktalar gizlidir o hikayelerde. Kısacası her okuyanın ayrı bir keyif alacağı ve farklı anlamlar çıkartacağı tadımlık hikayeler. İkinci kısım ve üçüncü kısımdaki hikayeler ilk kısım kadar sıradışı değildi, Sabahattin Ali burada toplumcu-gerçekçi hikâyeler yazmış, biraz da olsa aşina olduğumuz tipler var ama Sabahattin Ali bunları kendi süzgecinden geçirip özgünleştirmesini bilmiş. Hikayelerin çoğu hüzünlüydü, okurken o hüznü hepinizin hissedeceğine eminim. Anlatım tarzını romanlarını okurken çok sevmiştim Sabahattin Ali'nin, hikâyelerinde de aynı şey geçerli. Hiç sıkılmadan okudum hepsini. Toparlamak gerekirse; evrensel, her yaşa ve hayatın her dönemine hitap eden bir kitap olmuş diyebilirim. Bence hiç beklemeyin, alın, okuyun. Okuduktan sonra "Keşke daha önce okusaydım" diye düşüneceğinizin güvencesini veriyorum ve keyifli okumalar diliyorum.

DeğirmenSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 202044,7bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hilal Yıldız