Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Dikkat: İnceleme Ciddi Anlamda Coronavirüs Tehlikesi İçerir
Mikroplar, Yoksulluk, Küreselleşme, Ekolojik Kıyım ve Salgınlar Mevcut küresel sorunlarımızın çoğunun altında nüfus artışı ve insanın açgözlülüğü yatıyor: Enerji krizi; temiz su yokluğu; hava, deniz ve toprak kirliliği; biyoçeşitliliğin yok olması ile birlikte bitki ve hayvan türlerinin yok olması; ozon tabakasının delinmesi ve küresel ısınma. Aşırı nüfus artışı bu potansiyel felaketlere ek olarak, ortaya çıkan mikropların artışında da kilit rol oynuyor. Aşırı kalabalık bir dünyada sürekli medeniyetin sınırlarını zorluyoruz. Yiyecek iş ve barınak bulmak ve yalnızca heyecan verici bir şeyi başarmak için yeni çevreleri istila ediyor, binlerce yıldır değişmemiş olan ekosistemleri bozuyoruz. Tahrip edilen yağmur ormanlarının baraj kurulan nehirlerin veya tuzağa düşürülen yaban hayvanlarının her biri hakkında çok az şey bildiğimiz, bazıları bize bulaşma ve hatta bizi öldürmeye riski taşıyan mikropların yuvasıdır. Yakın zamanlarda ortaya çıkmış olan mikropların listesine şöyle bir göz gezdirdiğimizde çoğunun yabani hayvanlardan geldiğini görürüz. Dorothy H. Crawford şu an yaşamış olduğumuz dahası bütün felaketi ile yüzleştiğimiz pandemik bir salgının perde arkasını bu cümlelerle özetliyor. Benim için kitabın en önemli yanları özellikle güncele dönük yapmış olduğu bilimsel tespitlerdi. Bunun yanında kitapta ilk zoonoz virüslerinden, bizim için yararlı olan bakterilere, kara vebadan, H1N1 virüsünün neden olduğu İspanyol gribine, Napolyon'u Amerika'dan vazgeçiren Sarıhumma salgınından, milyonlarca İrlanda'lıyı kıtlığa mahkum eden ve Yeni Dünya Amerika'ya göç etmeye zorlayan patates mildiyösü salgınına, aşının, penisilinin, anti-biyotiğin keşfinden, mikropların daha fazla mutasyonla karşı saldırısına kadar birçok konuya değiniliyor. Aslında mikroplar dahası bu mikropların viral olarak bir salgına dönüşmesi bizim ekolojiye dönük açgözlülüğümüzden kaynaklı, yani mikropları üzerimize çeken biziz. Kitapta insanın ve bakterilerin bir tür olarak evrimleşmesi ile en başından beri mikropların yararlı veya zararlı bizlerle beraber yaşadığı bizlerle beraber şekillendiği evreler evrim sürecimize dair kronoloji takip edilerek çok iyi bir şekilde anlatılmış. Yaşadığımız felaketlerin kaynağı sosyal medyada ve kimi medya organlarında sıklıkla dinlendirildiği şekliyle sadece Çinliler'in yarasa çorbası içmesi ile sınırlı bir durum değil. Mesela kitapta "turistlerin vahşi hayvan eti talep ettikleri ve tek başına Kongo'da yılda 1 ila 5 milyon metrik ton vahşi hayvan eti tüketildiği" (s.185) gibi insanın tüylerini diken diken eden bir veri ile karşılaşıyorsunuz. Bunların çoğundan hiçbirimizin haberi yok. Belki de her yıl binlerce hektar ormanı yok ediyor ve sadece bu doğal çevreyi yok etmekle kalmayıp içinde yaşayan hayvanlara dönük sadist katliamlar da gerçekleştiriyoruz. Üstelik bu eylemleri bir tür damak zevki ile açıklamak hiçbir şekilde mümkün değil. Bunun tek bir açıklaması var; bizim insan türü olarak artık bir canavara dönüştüğümüz. Elbette bu tarz katliamlar gerçekleşirken "bilim insanlarının yakın geçmişte çeşitli zamanlarda insanlara geçmiş olan başka birçok primat virüsünün izlerini rastlamamalarına şaşırmamalı." Üstelik asıl tehlikeli olan bu virüslerden herhangi birinin insanlar arasında yayılıp yeni bir salgına yol açması an meselesi. Yani korona bitse bile eğer bu yolda devam edersek, doğaya zarar verir, hayvanları katletmeye devam edersek daha büyük pandemiler bizi bekliyor. Belkide veganları, vejeteryanları hafife almak yerine oturup bir dinlemek gerekiyor artık. Sadece veganları değil, bu konuda durmaksızın emek verip çalışarak insanlığı uyaran çevreci aktivistlere, bilim insanlarına da kulak vermek gerekiyor. Bu kitabı hem mikroplar tarihimizi nasıl şekillendirdi sorusuna dair kısa ama dolu dolu bir yanıt hem de insan türünün geleceğine dönük bir uyarı olarak okumak mümkün. Lenin’e “ya sosyalizm bitleri yenecek ya da bitler sosyalizmi” dedirten mikroplar kesinlikle hafife alınmamalı. Hatta şu an cümlelerin arasına coronavirüs bulaşmış olabilir. Siz bu incelemeyi okurken kanınıza bile karışmış olabilir virüsler. Ama şu kitabı okuduktan sonra -iyilik için savaşanlar dışında- ekolojiyi, yaşamı tehdit eden en yıkıcı virüs salgınının aslında insan türü olduğunu düşünmeden edemiyor insan.
Ölümcül Yakınlıklar
Ölümcül YakınlıklarDorothy H. Crawford · Metis Yayınları · 2019162 okunma
··
221 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.