Sözcükler, yazılar, öyküler, şiirler, romanlar ve duvarlarını kitapların sarmaladığı odalarla kaplı kahve kokulu sinematografik yalnızlıklar vardır bu dünyada. Hiç çalmayan ve artık çalması beklenmeyen telefon. Büyük bir evin çocuksuz, kardeşsiz sessizliğinde kendi kendine konuşmayı huy edinmiş, artık anlaşılmak gibi bir derdi olmayan, sese, ışığa, kalabalıklara duyarlı melankolik, düşsel bir tek çocuk senfonisi. Yalnızlık sözcüklerin dansına dönüştüğünde güzeldir. Yalnızlık naifse güzeldir.
Yabancı bir şehri düşünüyorum
Liman gemilerle doludur,
O gemiler ki
Seren direklerindedir bulutlar.
O gemiler ki tayfaları
Masallarda tanıdığım memleketin
Ilık havasına aşina…