1988 yılında Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümünü bitirdikten sonra aynı okulda Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini de tamamladı. 1995 yılından bu yana Ege Üniversitesi, Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu, Turist Rehberliği Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. İsmail Gezgin, Anadolu'nun birçok yerinde arkeolojik kazılara katılmasının yanı sıra İzmir ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında da bulunmuştur. İsmail Gezgin, Psikeart, Memlekent, Artist ve Gastro dergilerinde sanat, arkeoloji, tarih ve yemeğin kültür tarihi konulu yazılar yazmakta ve Çeşme'de yaşamaktadır.
Mitler her ne kadar bazen bir karakterin yaşamını konu alsa da toplumsal bilinçdışının bilince yansımasıdır. Bu nedenle aktarılan mitik öykü bireyin değil toplumsalın öyküsüdür ve onun taleplerini dile getirir.
Ölümlü olan insan, ölümsüz bir dünyaya doğabilmek için ölüme katlanıyordu. Modası geçmeyen bu düşünce biçimi, etkisini giderek artırmış ve semavi dinlerde doruk noktasına ulaşmıştır.
önceden her ay okuduğum kitapları böyle bir liste halinde topluyordum, bir süredir yapmamışım. 6 şubattan önce 2 kitap okumuşum, onları da saymıyorum, mart ayında okuduklarım olsun bunlar:
1)
İnsanlar, kuşaklar boyu sembolik dille birbirlerine masallar aktarır, bunların alt anlamlarının farkında olmadan.
Kitapta bahsedildiği, kızına kırmızı başlıklı kız masalını anlatan annenin, regl olmaya başlayan genç kızın toplumsal rolü ve sorumluluklarını alt metinle farkında olmadan ona aktarması gibi.
Yazar, kitapta prehistorik dönemdeki insanın doğayla ve birbirleriyle giriştikleri sosyal ve kültürel organizasyonlarla pagan inancından semavi dinlerin ortaya çıkmasına kadar olan dönüşümünü metaforlarla açıklıyor. Bunu o kadar sade ve akıcı bir dille yapıyor ki kitaba sıkıcı demek neredeyse imkansız.
Yazar kitapta sıklıkla, yerleşik hayata geçen insanın toplumsal düzeni sağlamak için kadın cinselliğini kontrol altına almak istemesiyle yaşanılanların mitolojik öğeler ve dini öykülerle olan bağlantısını kuruyor.
Sanatın bireysel kaygılarla değil, sürekli dönüşen insanın ortak bilinçaltındaki soyut kavramların (kaygıların, ölüm korkusunun) somut hale getirilmesiyle ortaya çıktığını vurguluyor.
Dünya üzerinde birbirlerine uzak olan ülkelerde ortaya çıkan mitosların birbirleriyle olan ortak yanlarını da insanın ortak bilinçdışıyla açıklıyor.
Kitap, mitolojiye ve sanata ilgisi olanların, mitlerin çıkış noktalarının nedenleri ve sonuçlarını derli toplu ve sade anlatımı için mutlaka okunmalı.
Mitoloji nedir?
Mit; kuşaktan kuşağa yayılan, toplumun düş gücü etkisiyle zamanla biçim değiştiren, tanrılar, tanrıçalar, evrenin doğuşu vb.yle ilgili, imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü. (... Kaynakça)
Mitolojinin tam olarak ne olduğunu ve onunla bağlantılı olan arkeoloji, tarih, antropoloji gibi bilim dallarını çok iyi görseller ve belgeler halinde anlatıyor.
Bu konuda merakı olan insanların kessinlikle okuması gereken bir kitap. Profesörümüzün Tafsiyesi üzerine almıştım ön yargılı davranıp uzun bir süre okumayarak büyük hata yapmışım çünkü çok kısa ve akıcı nasıl bittiğini anlamadım. Çok olağan üstü olaylar var, gerçekten böyle miydi? Diye bir sorguluyorsun... Yada araştırma gereği duyuyorsunuz.
Kelimeleri seçerek ve aydınlatarak açıklamışlar.
Kitaptan uzaklaştığım bir dönemde okumama rağmen beni yeniden kitaplara bağladı.
Detaylara girmeden kısaca anlatmak istedim daha fazla yazacak olursam özetini geçireceğim diye korkuyorum, zaten çok ince bir kitap.
Merak edip okuyan herkese şimdiden başarılar dilerim.
İnsanı doğadan koparan, sadece homo sapiensle iletişim kurmasını sağlayan ve doğanın dilini tamamen unutturan kurgusal dillerin inşasını ve etkilerini anlatıyor.
İnsanlık zalim olmaya ve ötekileştirmeye kurgusal dili geliştirmekle başlamıştır. Bu en çok da kadınların ötekileştirmesine sebep olmuştur.
Bütün mitler, masallar ve hikayeler dışarıdan bakınca çok masum görülebilir ama şu anki vahşi kapitalist düzenin başrol oyuncuları olmuşlardır. İçerikleri ve üstlendikleri misyonları insanı, homo deus yapmaktır. Fakat iç içe yaşadığı doğanın kanunlarına karşı gelmesini, bazılarını ötekileştirmeyi ve bazılarına iltimas sağlanmasını öğütlemektedir.
Dil, homo sapiensin ürettiği en etkili kitle imha silahı haline gelmiştir. Dil ile insanlar bir arada yaşayıp kendinden olmayanı öldürmeye, yok saymaya başlamıştır. Dil ile beraber ırklar ve ırkçılık çıkmıştır. Kısacası şu an ki yaşam tarzımızın mimarı kendisi…
Kesinlikle yatırım tavsiyesidir.