Iyi ve kötu yönlerinden degerlendirmek gerekirse genel anlamda akıcı okuyanı sıkmayan bir lisanı var. Fakat yer yer bazı olayları çok fazla tasvir -betimleme- etmeye çalısması bir noktada kitabı kapattirdı bana. En kalıcı ve okuyanı kendisiyle baş başa bırakıp kendi iç dünyasına döndüren
-ben ne yapıyorum, kimim , neyim sorularını
İç dünyanıza yönelten, Cengo nun kendi icinde yaşadığı bohemlerdi diyebilirim. Bana Diyarbakırı bir kez daha sevdiren, çok basarilı bir kitaptı. Okurken diyarbakirda geziyor gibi hissediyorsunuz bazı satırlarda.
Sonunda Denizin ( ciwan) akibetinin ne olduguda olsaydi iyi olurdu diye dusunuyorum :)
Syn. İdris Baluken e saygi ve sevgilerle. En kisa zamanda aydinlik gunlerde bulusmak dilegiyle.