Evet. Yaklaşık 1 dakika önce kitabı bitirdim ve zihnimde oluşturduğu sarsıntı henüz geçmiş değilken yazmaya başlıyorum.
Kitaplığın rafında beni, daha doğrusu hacminin korkusunu üstümden atmamı, bekleyişi dün gibi.
Kitapları daha önce okumadığım için kendime kızmayı bıraktım. Çünkü ne zaman ihtiyacım olursa kitapların o zaman elime geçtiği kanaatindeyim artık.
Çok şey söyleyemeyeceğim sanırım. Fakat her satırında olağanüstü bir gerçekliğin varlığı, kurgunun kusursuzluğu, bu kadar çok karakter olmasına karşın her karakterin sonla bağlantısının olması, bu kitabı kendimce kusursuz yapan özelliklerden yalnızca birkaçı. Film izliyormuş tadı veren betimlemeleri nasıl unuturum?!
Ve son sayfalarda Raskolnikov'un rüyasında gördüğü Asya'da başlayıp Avrupa'ya yayılan ve insanların aklını yitirmesine sebep olan salgın hastalık, yukarıda bahsettiğim kanaatimin kanıtıdır.
Okumazsam çok şey kaçırırmışım dediğim kitaplardan oldu :)
Teşekkürler